Düzen partileri Libya halkının katlinde, zenginliklerinin talanında birleşti!
Fransa, ABD, İtalya, Kanada gibi ülkelerin başını çektiği, aralarında anlaşan ve kendilerine “koalisyon güçleri” adını veren ülkelerin ,Libya’yı bombalaması sürüyor. Libya’daki çıkarlarını Kaddafi önderliğindeki yönetimin gidişinde gören bu emperyalist devlet yöneticileri, sözde “insanı” amaçlar güdüyorlar. Birleşmiş Milletler’den, kendilerini onaylayan bir kağıt hazırlattılar. Şimdi de Irak’ta, Afganistan’da, Yugoslavya’da ve daha bir çok yerde yaptıkları gibi işi NATO’ya devredip masrafı, taşeron devletlere paylaştıracaklar.
Önceki hafta, Libya’ya askeri saldırıya karşı çıkıp “NATO’nun Libya’da ne işi var” diyen Tayyip, şimdi güya “insani” amaçla, taşeronluğa can atıyor.
Başbakanın sözde “kabadayı” sözlerini öven, destekleyen siyasi partiler ve medya, tıpkı onun gibi aynı utanmazlıkla şimdi tam tersine dönmesini de övüyor. Türkiye medyasına bakılırsa, İtalya’nın Sicilya adasındaki askeri üs “İzmir”e bile taşındı!
23 ve 24 Mart’ta NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Türkiye’ye gelerek Dışişleri Bakanıyla görüştü. Hemen arkasından TBMM’de, özel gündemle, Libya görüşmesi yapıldı. Gizli oturumun ardından Türkiye’nin Libya’daki savaşa katılması; CHP ve MHP’nin de desteğiyle yasalaştırıldı.
Türkiye Libya’ya şimdilik 4 firkateyn, 1 denizaltı, 6 savaş uçağı ve bir tanker ve 1.100 asker gönderecek. Tayyip “Paris’in etkisinin azalmasına ve NATO’nun etkisinin artmasına olumlu bakıyoruz” diyor. Hani Libya halkının çıkarları, bunun neresinde?
Başbakan, Afganistan ve Irak’ı örnek gösterip sözde Batıya akıl veriyor, böyle olmasın diyor, Türkiye’nin sadece insani amaçlarla bu ülkelerde olduğunu söylüyor. Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler ya da NATO’nun işgali altındaki 20’den fazla ülkede askeri gücü var.
Söylendiğinin aksine, insani yardım değil, askeri işgalleri, vahşetin, talanın taşeronluğunu yapıyor. Afganistan’da 1.500 civarında asker var. 2001 yılında başlayan işgalden bu yana Türkiye, Kabil’deki işgal güçleri komutasını da üstlendi. İnsani yardım bunun neresinde?
Hükümetini, “büyük” güç olarak gören Tayyip ve ekibi, aç tavuk misali kendini darı ambarında sanıyor. Hükümetin, aslında hiçbir ülkenin siyasetinde belirleyici bir etkisi yok.
Koalisyon güçleri hiç de Tayyip’e sormadan, Libya’yı bambalamaya devam ediyor. Aksine, Tayyip arayı düzeltmek için çabalıyor: "Kaddafi yanlıları ile muhaliflerin istemeleri halinde, Türkiye’nin ateşkes için arabulucu olabileceğini” söylüyor. Oysa, Kaddafi artık Batının gözünde bitti.
Şimdi de Türkiye gibi kalan işleri yaptıracakları ve masrafları paylaştıracakları ve bunun karşılığında hangi kırıntıları vereceklerini kararlaştıracakları bir konferans düzenliyorlar. Tayyip, bu 40 ülkeyle talan sofrasına çağrılmayı “başarı” olarak yutturmak istiyor.
Emperyalist yöneticiler, kendi sistemlerinin ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda, bir diktatörü desteklemekten ya da yok etmekten hiç çekinmiyor. Türkiye gibi büyük emperyalist devletlere bağımlı ülkelere düşen ise bu uğurda gerekli ayak işlerini yapmak ve düşecek kırıntılarla yetinmektir. Bugün de olan budur.
En sağından soluna kadar, tüm siyasi partilerin Libya halkının emperyalizmin çıkarları doğrultusunda bombalanması, öldürülmesi, yerinden edilmesinde hiç tereddüt etmemeleri, desteklemeleri, lafları ne olursa olsun, gerçek yüzlerini gösteriyor. (30.03.11)