Sinif Mucadelesi

Kabul ve ret cephesi hesaplaştı, emekçilerin cephesi sözünü söylemedi

Perşembe 7 Ekim 2010

Hükümetin hazırladığı Anayasa değişikliği paketi, 5 milyonu aşkın oy farkıyla kabul edildi. Hükümet, oylama öncesinde, demokrasiye, özgürlüklere, hakların genişletilmesine, darbe karşıtlığına, ayrıcalıkların kaldırılmasına vurgu yaptı.

“Evet” oyu veren 21 milyonu aşkın kadın ve erkeğin bir kısmı, iddia edildiği gibi sadece AKP’yi desteklemek için oy kulanmış olsa da, azımsanmayacak bir kısmının da beklentiler için kabul oyu verdiğini düşünebiliriz.

Sonuçta, 12 Eylül askeri darbesinin anayasasının, iktidarın iddiasına göre daha “olumlu” yönde değişimi hedefleniyordu ve milyonlar bunu istediklerini ifade ettiler.

Buna karşın “hayır” cephesini biraz daha net tarif etmek mümkündür. Çünkü onlar, anayasadan öte hükümete karşı olduklarını göstermek için “hayır” oyu kulandılar. Bu açıdan, AKP karşıtlığının arttığını söylemek mümkün.

Üstelik daha da somutlayarak, CHP’nin oy oranın yükseldiği de söylenebilir. Nitekim, MHP tabanın önemli bir kesiminin “evet” oyu verdiği sır değil.

Sonuçta CHP, güçlü bir iktidar adayı olduğunu, iktidar olamasa bile güçlü bir muhalefet olacağını göstermiş oldu.

“Hayır” oylarının beklenenden yüksek olması, başbakan tarafından “bertaraf” olmakla suçlanan büyük sermayenin bir kesimi için bu partinin yeni bir seçenek haline gelmesine yol açabilir. Başbakan, oylama öncesinde, kendilerine destek vermeyen TÜSİAD çevresine öfke püskürdü: “Bizim dönemimizde bire beş kazandılar ama siyaseten bizi desteklemiyorlar. Anadolu sermayesini aralarına almıyorlar” dedi. Çünkü Türkiye üretiminin yüzde 60’ından fazlasını yapan TÜSİAD çevresi, kârına ortak istemiyor. İşte zaman zaman, hükümetle aralarındaki kavganın nedeni budur.

Bugüne kadar kendini Kemalizm çerçevesinde tanımlanmış partilere yakın görünen büyük sermayenin bu kesimi, sağ ya da sol görünen tüm partileri, ekonomik gücünü kullanarak, kendi çıkarları için çalıştırmayı bildi. Ancak CHP’nin güçlenmesiyle, bir süredir oluşmasını beklediği alternatif partiye kavuşmuş olabilir.

İşte bu nedenle hükümet, bu süreç tamamlanmadan, hazırlıklar bitirilmeden genel seçimi öne almaya karar verdi.

Anayasa halkoylamasına 14 milyon kişi katılmadı. Kabul ve ret oyları arasında 6 milyon civarında fark var. Tümünü boykot oyu saymasak bile, son seçimde DTP’nin 5 milyonu aşkın oy aldığı dikkate alındığında, DTP’nin boykot siyaseti, aslında örtük olarak AKP’ye destekti.
Nitekim, hemen ardından yaşanan görüşme trafiği bunu doğrular nitelikte.

Bütün yaz aylarının tek konusu ve faaliyeti olan anayasa değişikliğinin, emekçiler açısından yararlı olacağını söylemek zor. Evet, tıpkı daha önce yapılan 19 değişiklik gibi, demokratikleşme yönünde bir karınca adımı olacak. Zaten 12 Eylül anasasından daha gerici ve baskıcı bir anayasa, bugün düzenin de, bu düzende sözü geçen sermaye çevrelerinin de işine gelmiyor. Ancak emekçiler açısından demokrasi, yasalar yoluyla sağlanmıyor. Hatta emekçiler, yasal haklarından bile çoğu zaman yararlanamıyor. Çünkü bu düzende, kapitalizmde esas belirleyici olan mülkiyet ilişkiler yani ekonomik güçtür.

Bu düzende, eşitlik yok, tıpkı yasal haklardan yararlanmada olduğu gibi herkes için aynı olan hiçbir şey yok. Emekçiler için işyerindeki haklar başka, patronlar için başkadır. Emekçiler için demokrasi başka, patronlar için başkadır. Patronların özgürlükten anladıkları başka, emekçilerinki başkadır.

Ancak sanki bunlar aynı imiş gibi, kağıt üzerine yazılanlar herkes için aynı imiş gibi bir ortam yaratıldı. Bu, bir aldatmacadır. Başbakan sık sık “herkes birinci sınıf vatandaştır” diyor. İşte bunun gibi sahte ümit ve beklentilerle iki dönemdir iktidarını sürdürüyor, düzeni devam ettiriyor.
Gerçekte böyle bir şey yok. İşyerlerinde emekçiler, patronun keyfine bırakılmış, devlet katında siyasi ilişkilere sıkıştırılmış durumda. Emekçilerin karşısında duvar gibi dikilen yasalar, başka zaman kolayca değiştiriliyor.
Böyle bir düzene katlanmak emekçilerin seçeneği olmamalı. (28.09.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 148 - 1 Ekim 2010  Site yaşamını izle Siyasetinin Gündemi   ?