Sinif Mucadelesi

ABD : Clinton ve Obama aynı siyaseti uygulamak için yarışıyor

Perşembe 13 Mart 2008

5 Şubat "süper salı"da ABD’nin 22 eyaletinde Cumhuriyetçi ve Demokrat seçmenler partilerinin adayları arasında gelecek Kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminde onları temsil edecek adayı belirlemek için yapılan oylama kesin bir sonuç vermedi.

Cumhuriyetçi adaylar arasında senatör John MC Chein önemli bir farkla başı çekmesine rağmen rakipleri hala pes etmedi. Demokrat adaylar arasında ise, Hillary Clinton ile Barak Obama baş başa gitmeye devam ediyor ve böylece önümüzdeki yazın Demokrat Parti’nin adayını belirleme kurultayı belirsizliğini sürdürüyor.

Birçok basın yorumcusu Amerika’daki demokratik işleyişe hayranlıklarını ifade ediyorlar. Bu yıl seçmenlerin daha yoğun katılımı tartışma götürmez. Bu da Cumhuriyetçilerden çok Demokratlar arasındadır.

Bush’un uyguladığı siyasete karşı büyük tepki var. Her ne kadar Cumhuriyetçi adaylar Bush’a göre farklı olduklarını göstermeye çalışsalar da temelde farklı bir siyaset önermiyorlar. Örneğin Mc Chain Irak savaşı ile ilgili olarak programında yüz yıl sürecek olsa da savaşı kazanmak zorundayız diyor. Mc Chain savaş çığırtkanlığı yaparak "İran’ı bombalamalıyız, bombalamalıyız, bombalamalıyız" diyor. Kuzey Kore’yi yok etmekle tehdit ediyor. Ve de "çıkarlarımızı ve değerlerimizi tehdit eden rejimleri yıkarız" tehditleri savuruyor.

Geriye kalan Demokrat adayın ikisi de yeniliği temsil ettiklerini iddia ediyorlar. Her ne kadar bir siyah veya kadın aday konusunda heyecan yaratılmak istense de ABD seçmenlerinin fazla bir tercih olanağı yok.

Yine de sonuç olarak "büyük Amerikan demokrasisi" bu seçimde sadece iki partiye olanak tanıyor. Başkanlık seçiminde aday olabilmek için her eyalet farklı şartlar ileri sürüyor ve böylece aday olabilme engeli çok büyük boyutlara çıkıyor. Seçim kampanyasına gelince, temel olarak medya aracılığıyla milyonlarca dolar harcanarak yapıldığı için seçmenlere sunulan tek seçenek milyarderlerin ve iş çevrelerinin seçtikleri adaylardan birini seçmektir.

Örneğin bu seçimde Obama ve Clinton, tarihi bir rekor kırarak her ikisi de seçim kampanyası harcaması için 100 milyon dolardan fazla para yardımı aldılar. Hillary Clinton, medya babası Rupert Murdoch desteğine sahip. Murdoch, Clinton için para toplama kampanyası yürütüyor ve ek olarak büyük bankalar, büyük sağlık sigortası şirketleri, Goldman Sachs, Morgan Stanley, Walstreet mali kuruluşları Clinton’u destekliyor. Barak Obama’yı ise, mültimilyarder Saros, Lehman kardeşler, J.P Morgan Chase ve (yine o!) Goldman Sachs destekliyor.

Tabii ki bu kaynaklardan destek alan adaylar, emekçi kitleler lehine olacak gerçek değişiklikleri temsil eden bir siyaset olanağına sahip olamaz. Çünkü bu adaylar sadece güzel laflarla yetinip hiçbir somut söz vermeyip destek aldıkları imtiyazların çıkarlarına dokunacak en küçük bir şeyden bile kaçınıp Bush’un kamu hizmetlerinde, eğitim ve sağlık hizmetlerinde yaptığı tahribatları giderecek, kitlelerin hayat seviyesini ve kitlelerin konut haklarını savunacak somut hiçbir adım atmak niyetinde değiller.

ABD’de çok çetrefilli ve görünüşle sınırlı bir seçim oyunu var ve amacı da göz boyamak. Emekçi kitleler dünyanın hiçbir yerinde yaşamlarını seçimler yoluyla değiştiremezler. Bu ABD için de geçerli. LO (08.02.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 117 - 7 mart 2008  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?