Sinif Mucadelesi
İngiltere : Cameron’nun “acil bütçesi”

İşçi Partisi’nin kemer kısma siyasetinin Muhafazakarlar tarafından uygulanması

Cumartesi 17 Temmuz 2010

Koalisyon hükümeti “acil programı” uygulanmaya geçti. Cameron, borç çukurunu doldurmak ve de İngiliz sterlinini “piyasalara karşı” (ama spekülatörlere karşı değil, çünkü hizmet ettiği çevrelere karşı çıkmak istemiyor!) korumak için “radikal” önlemlerden söz ediyor.

Bütçedeki saldırılar herkesi hedef almıyor. Cameron borç yükü konusunda her ne kadar da çok ağlasa da kapitalistlere cömertçe davranmaktan çekinmiyor. Örneğin kâra uygulanan vergi oranı yüzde 28’den yüzde 24’e indi, işverenlerin ödediği sosyal sigorta payının yüzde 1 artış iptal edildi, İşçi Partisi tarafından zenginlerin kazançlarının sermaye kazancı kabul edilmesiyle getirdikleri vergi muafiyetine dokunulmuyor ve böylece zenginler, emekçilerden daha az vergi veriyor.

Bunlara ek olarak şirketlerin ödediği bir kısım vergilerden vazgeçiliyor.

Burjuvalara verilen bu hediyeler bütçe açığını arttırmıyor ama emekçiler için yapılan harcamalar bütçe açığını büyültüyor!

Cameron “sosyal adaletten” yana olmakla çok övündüğü için “bankaların varlıklarına” uygulanacak sözde vergilerden söz ediyor. Bu vergilerin toplamı 2.4 milyar avro civarında; bankaların kârı ve onlara kurtarmak için verilen yüzlerce milyar avro yardım yanında devede kulak bile değil. Üstelik patronlara yapılacak olan 8.4 milyar avroluk vergi indirimine göre de fazla bir şey değil.

Cameron’un emekçilere “hediye” olarak iddia ettiği vergi dilimlerindeki değişiklik nedeniyle 880 bin kişi vergi ödememesi ve diğerlerinin daha az vergi ödemesi (azami indirim 200 avroyu geçmiyor) bir yalandan ibaret. Çünkü KDV oranı yüzde 17.5’ten yüzde 20’ye çıkarıldığı için, indirimlerden daha büyük vergi artışı olacak.

Başbakan, İşçi Partisi’nin seçim yenilgisinden önce sunduğu kemer sıkma bütçesini kötüleştirerek sahipleniyor. Bütçenin temel dayanağı, kamu harcamalarında 70 milyar avroluk kesinti (İşçi Partisi 46 milyardan söz ediyordu) sonucu (sağlık ve eğitim bütçeleri haricinde) bütün bütçe harcamalarında yüzde 25’lik bir kesinti (İşçi Partisi yüzde 20 öngörüyordu) yapacak.

Hükümet, kesinti hakkında kısmı bilgi veriyor. Emeklilik ve konut yardımı gibi sosyal yardımlarda 12 milyar avroluk kesinti olacağı açıklandı.

Yani en büyük saldırı en yoksul ve en zor durumda olanlara karşı olacak. Diğer yandan Cameron, kamu emekçilerinin ücretlerini düşürmese bile, İşçi Partisi’nin gerçek ücretlerin (satın alma gücünün) düşürülmesi planlarına sahip çıkıyor.

Kamu altyapı harcamalarında da İşçi Partisi’nin planlarına uyacağını açıkladı. Bu plana göre, 2015 yılına kadar bu alanda kısıtlama yapılacak! Bu plan yeni alt yapı yapımına çok büyük sınırlama getirmekle yetinmeyip, bakımda da kısıtlama getiriyor ve de bu, bu işlerde çalışan bir kısım işçinin işten atılması demek.

Benzer uygulama, demiryolları için karalaştırılmış projelerin iptal edilmesiyle başladı.

Artık geriye kamuda çalışan emekçilerin çalışma sistemi, emeklilik ve genel sosyal güvence konusu kalıyor. Bu alanlarda, İşçi Partisi çekmecelerinde kemer kısma planları hazırda bekliyordu. Şimdi yeni hükümet, İşçi Partisi hükümeti döneminde bu planları hazırlayan “uzmanları” (bu partinin önde gelen bazı kişileri dahil) görevlendirdi ve uygulamaya başlanması bekleniyor.

İşçi Partisi’nin bütçe tasarısında, partinin sol kanadındaki bazı iktisatçıların yaptığı hesaplara göre, ön görülen 46 milyarlık avroluk kesinti nedeniyle kamuda çalışan sayısında yüzde 10, yani 500 bin kişi azalacaktı. Cameron’un kararlaştırdığı 70 milyarlık kesinti, kamuda ne kadar azaltma yapacak? Bunu tahmin etmek erken; üstelik emekçilerden gelecek tepkilere de bağlı olacak.

Sonuç olarak istihdam, sosyal güvence, emeklilik gibi haklara karşı hazırlanan bu bütçenin uygulanması işçi sınıfı için felakete yol açıp yaşam şartlarını çok geriye götürecek.

Bu “acil bütçenin” kararlaştırılmasından önce İngiliz patronlarının örgütü olan CBI, zaten birçok kısıtlama içeren grev yasasına ek kısıtlamalar getirilmesi için büyük yaygara kopardı. Acaba patronlar, son zamanlarda bazı yüksek rütbeli polis şeflerinin ön gördüğü sosyal patlamalardan mı korkuyor? Kapitalistlerin ve onların emrinde olan siyasetçilerin işçi sınıfına karşı giriştikleri bu genel saldırıya karşı verilecek tek cevap, yeter artık demektir. LO (30.06.2010)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 145 - 2 Temmuz 2010  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?