Sinif Mucadelesi

1976–77–78’den 1 Mayıs 2010’a

Çarşamba 26 Mayıs 2010

1 Mayıs, Türkiye işçi sınıfı için bazı yıllarda dönüm noktası oldu. 1976–77–78 yıllarındaki 1 Mayıs “birlik, mücadele ve dayanışma” günü, yoksulluğa, kölelik boyutlarındaki çalışma koşullarına, işsizliğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı siyasi bilinçleriyle, düzeni hedef alan işçilerin gövde gösterisini simgeliyordu.

1976’da kalabalık işçi kitlelerinin sosyal hakların kazanılması ve genişletilmesi için mücadele etmesi, büyük sermayeyi rahatsız ediyordu. 1963–1976 yılları arasında, sendikal hakların kullanımı açısından, bir toplum için çok kısa sayılabilecek sürede, 3 milyonu aşkın işçi sigortalı işçiden 1.5 milyonu sendikalı oldu. Bu oldukça yüksek bir orandı. Sermaye cephesi, iktidar ve ittifakları için zor günler yaşanacağı belliydi.

1977 yılının 1 Mayıs’ı da, bir önceki gibi kalabalık ve işçi sınıfının taleplerinin öne çıktığı bir gün oldu. Mitingde işçilerin üzerine kurşunlar yağdırıldı. Kurşunlardan kaçan işçilerin, kaçış yolları önceden kapatılmıştı. Bu nedenle yığılanlar, panikten birbirini ezdi, 36 işçi katledildi.

1978’de aynı kalabalıkla işçiler Taksim’e yürüdüler, taleplerini haykırdılar. Ertesi yıla gelindiğinde işçiler, mücadele ile birçok hak kazanmış, patronlarını geriletmişti. İşçilerin kendi sınıflarının bilincine varmaları nedeniyle büyük sermaye, birlik olmanın gücünü hissetmelerini istemedi. 1979’da, Taksim’de 1 Mayıs yasaklandı. Bu yasağın ardından 32 yıldır, 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak bir simge haline geldi.

Geçtiğimiz yıl, büyük baskıya rağmen 5 bini aşkın emekçi, Taksim alanına girdi ve 1977’de öldürülenler anıldı. Böylece, işçilere kapatılan Taksim alanının önü açılmış oldu. Öte yandan bu yıl, tekel işçilerinin 4C karşıtı, güvencesiz çalışmayı hedef alan mücadelesi emekçilere moral vermişti. Ardından Tariş, Kent AŞ işçileri, İtfaiye ve İSKİ işçilerinin mücadelesi oldu. Tüm işçiler, mücadele sürecinde baskı gördü, görüyor. Hem patronlarına hem de büyük sermayenin hükümetine karşı mücadele etmek zorundalar.

İşçiler yıllardır, 1977’de katledilenlerin faillerinin bulunmasını, işsizliğin, güvencesiz, esnek çalışmanın kaldırılmasını, insanca çalışma ve yaşam koşullarının sağlanmasını istiyor. Yeterli ücret, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyor. Bu anlamda bu yılın 1 Mayıs’ını işçi sınıfının önceki dönüm noktalarıyla kıyaslandığında belirli farkların olduğu görülüyor.

1976–77–78 yılları, işçi sınıfının sınıf bilincinin, siyasal bilincinin, hak ve taleplerinin hızla geliştiği dönemdir. 2010 ise 12 Eylül 1980 askeri darbesinin işçi haklarını geriletişinin etkilerinin sürdüğü dönemdir. İşçi sınıfı, 1989 Bahar eylemleriyle, maden işçilerinin mücadelesi, 1992’de tekstil-metal işkolundaki grevlerle askeri darbenin hak kayıplarını bir oranda geri almayı başardı. Ancak bu başarılı mücadelelerin etkisi sürmüyor.

Bugün 1 Mayıs için sendikalar, politik örgütler işyerlerinden katılım olması için gerekli çalışmayı yapmıyor. Çalışma yapanlar da sadece Taksim’e gidişi hedef gösterip geçmişi hatırlatmakla yetiniyor.

1976’dan sonraki 1 Mayıs’larda işçi sınıfının, bilinci oranında düzeni hedef alan mücadele azmi ve güveni vardı. Bu 1 Mayıs’ta ise işçilerin sömürü düzenini değiştirmeyi isteyen sloganları bile yoktu! Kalabalıktı, yüz binlerdi ama düzeni değiştirebileceğine hatta değişime zorlayabileceğine inancı yoktu. Hedefler, burjuva partilerinin savunduklarıydı.

Sonuç itibariyle 1979 Mayıs’ından bu yana yasaklanan Taksim alanı açıldı. Ancak bundan çok daha belirleyici ve önemli olan kapitalist düzene karşı işçi sınıfının, örgütlenme ve mücadelesinde belirleyici bir döneme ulaşacak konuma gelmesidir. Bunun için daha çok mücadele gerekir. (03.05.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 143 - 10 Mayıs 2010  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?