Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2010 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 141 - 6 Mart 2010 > Fabrikalardan... İşyerlerinde > Belediye
Ufukta kötü bir sözleşme var
Toplusözleşme görüşmelerinde, ücret zammı dışında tüm maddeler geçti. İşveren ücret zammı için yüzde 5 vereceğini söylemiş. Şimdi aldığımız ücreti düşünecek olursak, işverenin kötü niyeti ortaya çıkıyor.
Sendikaların yaptığı araştırmaya göre ücretimiz açlık sınırının altında. Ancak bu araştırmaları yapan sendikalar, toplusözleşmeye gelince, araştırma sonuçlarına uygun davranmıyor.
Önceki özleşmede, taslak hazırlanırken işçilerin isteği sorulmuştu. Geçen iki dönemde, toplantılarda, panellerde, sendikasının demokratik olduğunu, işçilerin onayı olmadan sözleşme imzalanmadığını söyleyen sendikacılar, ancak işçiler tepki gösterince göstermelik komite oluşturup, taslak hazırladılar. Zaten çoğu sözleşme maddesi uygulanmıyor.
Örneğin, sözleşmeye göre 10 yılını dolduranlar, onuncu yıl dâhil, 26 işgünü senelik izin kullanmalı. Onuncu yıl bitti, on birinci yıla girmemize rağmen 20 işgünü üzerinden senelik izin kağıdını doldururken itiraz eden işçilere, yedinci aydan sonra 6 işgünü daha kullanacaksınız dendi. Oysa iş kanuna göre senelik izin bir seferde 10 işgününden kısa verilemez. Ne sözleşmeye ne iş kanununa uyuluyor.
Durumu sendikaya sorduğumuzda, işvereni haklı çıkaracak şeyler söyleniyor. İşyeri temsilcileri, işçilerinin önündeki en büyük engel. İşvereni korumak için zırh gibi duruyorlar.
Çöp toplamada çalışan taşeron şoförler, üç aydır ücret alamadı, ücretin düşüklüğü, çalışma şartlarının kötülüğü, trafik kazası ve cezası gibi nedeniyle ücretten yapılan kesintiler gibi sorunlarla boğuşuyordu. Yapılan kesintiye itiraz eden iki şoförün işten çıkarılması üzerine, arkadaşları bu haksızlığa baş kaldırdı. Atılanlar geri alınıncaya, ücretler ödenip zam açıklanıncaya, hasar adı altında yapılan haksız kesintiler geri ödeninceye kadar işe çıkmadılar. Daha önce de benzer bir durum olmuş ama başarısız olmuşlardı. Bu kez deneyip kazanmış olarak, basını çağırdılar ve uğradıkları haksızlıkları duyurdular ve zam sözü alarak, geri alınan arkadaşlarıyla işbaşı yaptılar.
Taşeron işçilerinin haksızlıkları gidermek için yaptıkları mücadeleye, işyerinde örgütlü olan Genel-İş’in destek vermesi gerekirken, böyle olmadı. İşveren, sendikalı işçileri grevi kırmak için evlerinden almasına, sendika bürokratları, haberleri olduğu halde görmezlikten geldiler. Bir yandan sınıf dayanışması deyip Tekel işçilerine destek olduklarını söyleyen bu sendikacılar, örgütlü oldukları işyerindeki işçilerin direnişine destek olmayarak ne kadar ikiyüzlü olduklarını ortaya koydular. (Bir işçi)