Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2009 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 138 - 11 Aralık 2009 > Güncel… Güncel… Güncel…
Açlık var diyor, kapitalist dünyanın haberi yok!
FAO, yani, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Örgütü, Dünya Gıda Güvenliği zirvesi yaptı. Sonuç: “Mümkün olan en kısa zamanda gerekli önlemler alınıp dünyadaki açlığa kesin çözüm bulunacak.” Zirveye katılanlar, ne yardımın miktarı ne de bu hedefle ilgili tarih belirleme riskine girmediler.
2008 ile 2009 yılları arasında dünyada açlıkla boğuşan insan sayısı 850 milyondan 1 milyara çıktı. Her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. Ölen her çocuğu bir kaç yüz avro ile kurtarmak mümkün.
Açlığa karşı mücadele örgütünün rakamlarına göre yılda 4 ile 9 milyar dolarlık bir harcama ile beş yaşından küçük 19 milyon çocuğu, yetersiz beslenmeden kurtarmak mümkün. Müthiş açlığın olduğu ülkelerin ihtiyacı sadece gıda yardımı değil daha da önemlisi tarımlarını geliştirmek için gerekli yatırımlardır:
FAO genel müdürünün tahminlerine göre kalkınmış ülkelerin yapması gereken yardım 44 milyar dolara çıkarılmalı.
Ancak kalkınmış ülkeler zirveye katılmadı, katıldıklarında da verdikleri sözü tutmuyorlar. Örneğin Dünya Gıda Programına geçen Haziran’da söz verdikleri 7 milyar avronun 3 milyarını hala daha yatırmadılar.
Birleşmiş Milletlere bağlı olan bu programı bu nedenle 100 milyon insana dağıttığı gıda yardımını yarıya indirmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletlerin eski uzmanlarından biri Darfur’daki göçmen kamplarında bu nedenle yapılan kısıtlamaları teşhir etti.
Vaatlerini yerine getirmeyenler arasında Fransız hükümeti de vardır. Temmuz ayında bütçenin yüzde 0.51’ini söz vermişti, şimdi bunu 0.44’e indirdi. Sarkozy sıkılmadan, ‘kalkınmak için yapılacak yardımlara kesinlikle kısıtlama yapmamalıyız’ demekten de geri kalmadı.
Zengin ülkelerdeki zenginler için açlık bir sorun değil ama 2008 yılında olduğu gibi milyonlarca insan açlık nedeniyle ayaklandığında düzenlerinin istikrarı tehlikeye girdiği için o zaman bu sorunun var olduğunu görürler.
Yoksul ülkelerdeki açlık, bilindiği gibi bu ülkelerin zenginliklerini talan eden dünya ekonomik sisteminden kaynaklanıyor.
Zengin ülkelerin çokuluslu şirketleri, yoksul ülkelerdeki hammaddeleri, petrolü, keresteyi, madenleri ve diğerlerini telan ettiler ve ediyorlar. Şimdi ise gittikçe çok daha büyük miktarda zengin topraklara el atıyorlar.
Kapitalist sistemin krizinden ötürü birçok ülkede yoksulluk, hatta açlık hızla artıyor. Oysa bu ülkelerin çoğunda gıda var ama onları nakledecek, dağıtacak ne imkanları ne de paraları var.
Büyük güçlerin açlıktan ölen çocukları kurtarmak için 9 milyar doları yok ama bazı bankaları kurtarmak için yüzlerce milyar doları anında buluyorlar. Bu basit olgu bile ‘insani’ açıklamalarının değerinin ne anlama geldiğini görmeye yeterli.
