Sinif Mucadelesi

Patronların kasaları doldu, taştı Emekçiler düşük ücretle çok çalıştı!

Çarşamba 9 Eylül 2009

İstanbul Sanayi Odası (ISO), Türkiye’nin toplam gelirdeki payı yaklaşık yüzde 10’a ulaşan imalat sanayinin en büyük 500 şirketin listesini açıkladı. Geçtiğimiz yılın rakamlarını veren listenin başında yer alan şirketler, uzun yıllardır aynı yerde. Liste ekonomide bazı değişimleri de gösteriyor. Örneğin 1982’de toplam satışın yüzde 47’sini kamu şirketleri yaparken, 2008’de yüzde 5’ini gerçekleştiriyor. Bugün ilk on şirket içinde sadece bir kamu şirketi var, üç tanesi de özelleştirilmiş eski kamu şirketi. Yani patronları, devlet eliyle katrilyonlara kondu.

1) Tüpraş (özelleştirildi)
2) Ford otomotiv
3) Elektrik üretim A.Ş (kamu)
4) Oyak Renault
5) Arçelik
6) Erdemir (özellşetirildi)
7) Tofaş
8) T.Şeker fabrikaları (özelleştirildi)
9) Vestel
10) Aygaz

Krizin o dönemde başlamış olmasına rağmen 2008 yılında 500 büyük firmanın satışı, ihracatı, sermayesi ve toplam kaynakları arttı. Yıllardır kâr rekorları kıran bu şirketler, bu konumlarını işçilerin sırtından sağlıyor. Buna rağmen, krizde ilk yaptıkları işçi çıkarmak oldu.

Örneğin beşinci sıradaki Oyak Renalut krizle birlikte yüzlerce işçiyi işten attı. Renault, açığı çalışma koşullarını ağırlaştırarak kapattı. Üstelik fabrika yönetimi, hızlanan tempoya uymayanları çıkaracağını açıkladı. Sonuçta iş kazaları arttı, ocak ve haziran aylarında 83 işçi, ağırlaşan çalışma koşullarına dayanamayarak istifa etti.

21’inci sırada yer alan Mercedes’te ise krizle birlikte çalışma koşulları yeniden düzenlendi. Kriz döneminde hedef büyüten fabrikada, uyarlanmış çalışma saati, işletme tatili, esnek çalışma saatleri ve iki fabrika arasında geçici iş gücü kaydırması gibi adlarla sözde yeni uygulamalar başladı. Tüm bu süslü laflar, aslında daha az işçiyle daha çok iş yapma ve daha hızlı çalışmadan başka bir şey değil.

42’nci sırada yer alan Grundig yüzlerce işçinin kriz gerekçesiyle kapı önüne koydu, fabrikada taşeron ve esnek çalışma yaygınlaştırıldı.
Yine listede 5 şirketiyle yer alan 12 bin işçinin çalıştığı, BOYDAK Holding (Bellona, İstikbal, Kumtel ve Hes kablo markasının üreticisi), kriz gerekçesiyle bin işçiyi işten çıkardı. Öz Ağaç-İş ve Öz İplik-İş ile yüzde sıfır ile sözleşme imzalayıp, ilk 500’deki yerini koruduğu gibi ciro ve kârını arttırdı.

Bu şirketler, Türkiye’nin farklı şehirlerinde ve farklı işkollarında ama işçilere dayatılan koşullar aynı: İşsizlik tehdidi ile daha çok çalışma, daha hızlı çalışma ve daha az ücret.

İSO’nun rakamlarına göre 1998 yılında imalat sektörünün GSYİH içinde yüzde 23,9 olan payı, 2007 yılında yüzde 16,8’e, 2008 yılında yüzde 16,1’e, 2009 yılının ilk çeyreğinde ise yüzde 15,6’ya geriledi. İmalat sektörünün küçülmesi, işsizliği hızlandırıyor ve bundan güç alan patronlar, işçilere daha kötü koşulları dayatmaktan çekinmiyor.
İSO’nun listesi üzerinden araştırma yapan DİSK’in yayınladığı rakamlar da bunu gösteriyor.

Patronların krizinden çok daha önce, uzun yıllardır işlerini yoluna koydular ve krize kârı artırmış olarak girdiler.

2007-2001 yılları (artış)
İşçi başına
satış %27
İşçi başına
yaratılan gelir %78
İşçi başına kâr %57
İşçi başına ücret %5

2001 krizinden bu yana işçi verimliliği kişi başına yüzde 78, işçi başına kâr yüzde 57 artarken, ücret sadece yüzde 5 arttı. 2008 yılına gelindiğinde ise üretim ve satış artarken ücret geriledi.

ARTIŞ
Satış  % 8
İhracat  % 24
Sabit sermaye %11
AZALIŞ
Reel ücret %1,5
Çalışan sayısı %2

Tüm bu rakamlar sadece imalat sektörüne ilişkin, kârın ve kazancın çok daha yüksek olduğu bankacılık sektörünü kapsamıyor. Ancak buna rağmen, kapitalist düzende patronların her koşulda kazançta olduğunu ve işçilerin kayıpta olduğunu görmeye yetiyor. (05.08.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 134 - 7 Ağustos 2009  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?