Sinif Mucadelesi

16 yıl önce Sivas : Dini gericiliğin devlet onayıyla yaptığı katliam

Cumartesi 18 Temmuz 2009

Sivas’ta Madımak otelinden gericilerin saldırısı sonucu, 35 insanın yakılarak öldürülmesinin üzerinden 16 yıl geçti.

O dönem her yıl düzenlenen Pir Sultan şenlikleri nedeniyle başta Aziz Nesin olmak üzere birçok sanatçı Sivas’ta bulunuyordu. Şenlikler başlamadan önce Sivas’ta dağıtılan bildiri halkı “cihada” çağırıyordu. 2 Temmuz günü saldırgan bir gurup önce Kültür Merkezine saldırdı, burada barikatlar kurulup saldırıya cevap verilince, yönlerini bu kez, şenlik için gelenlerin kaldığı Madımak Oteli’ne doğru çevirdiler.

Sayıları git gide artan saldırgan kalabalığa karşı ne asker ne polis herhangi bir önlem almadı. Dönemin belediye başkanının, imamların çağrısıyla otelin etrafı, sekiz saat boyunca kışkırtmalarla artan kalabalık tarafından sarıldı ve sonunda otel ateşe verirli. Otelde mahsur kalan ve yangından kaçamayanlar öldürüldü.

Bu katliam, birdenbire yaşanmadı, günler öncesinden hazırlığı yapıldı, toplanan kalabalık saatlerce kışkırtıldı. Otele çağrılan polis ve asker, gün boyunca durup kışkırtmayı seyrettiler. Polis ve asker, ancak yangın oteli sarıp, geri dönülemez bir aşamaya geldiğinde harekete geçti.

Sivas, alevi ve sünnilerin bir arada yaşadığı şehirlerden. Ancak daha önce böyle bir olay yaşanmamıştı. Bu nedenle olay yerel sorunlarla açıklanamaz. Nitekim artan tepkiler üzerine yakalanan sanıklar, Aziz Nesin’in konuşmalarından “tahrik olduk” diyeceklerdi.

Sivas katliamının nedenlerini daha önce yaşanmış olan Maraş ve Çorum katliamları gösteriyor. Maraş ve Çorum’da benzer şekilde alevilere saldırılmış, günlerce süren katliam yapılmış, yıllar sonra da katliamcıların MHP ve devletle bağlantıları ortaya çıkmıştı. Olaylar, yaşanırken bilindiği halde polis ve ordu, tıpkı Sivas’ta olduğu gibi kılını kıpırdatmamıştı.

Sivas katliamında rol oynayan kişilerin yargılanması hala sürüyor. Siyasi sorumlular ise hiç yargılanmadı. Bunca yıl, bir çok hükümet değişmesine rağmen geçen sürede benzer kışkırtmaların olmaması, katliamların yapılamaması için hiçbir şey yapılmadı. Çünkü din veya mezhep farklılıkları emekçileri ve yoksulları böler. Bu da, perde arkasında veya önündü yönetenlerin, egemen olanların işine gelir.

Bazı alevi dernekleri yeni katliamların yaşanmaması için talepler ileri sürüyor.

Hatta bazıları, Avrupa Birliği uyum sürecinde yapılacak düzenlemeler arasında. Ancak buna rağmen hükümetler, alevilerin uğradığı katliamı, haksızlığı gidermek için hiçbir girişimde bulunmadı. “Alevi açılımı”nı ara sıra gündeme getiren AKP hükümeti de. Çünkü din istismarını kullanabilecekleri bir araç olarak her zaman ellerinde hazır tutmak istiyorlar.

Dini gericilik, emekçileri bölen büyük bir tehlikedir. Dini gericilikten en çok zarar gören yine emekçilerdir. Hem din kisvesi altında her türle istismarla hem de bizzat canlarıyla. Bu nedenle dini gericiliğe karşı mücadele emekçilerin her zaman gündeminde olmalı.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 133 - 3 Temmuz 2009  Site yaşamını izle Anma… Anma… Anma…   ?