Kadın sorunu yok, sorun çıkaran kadın var diyenler
“Kadınlar gezmeyi, eğlenmeyi seviyor” diyerek yöneticisi olduğu kadın derneğini anlatıyordu. Kadın cinayetleri hakkında fikri sorulunca, şaşkın bakışlarla etrafındakilerden yardın istemesi, görüntülerini izledik. Yanındaki kadınlar da tek söz edemeyince, araya giren erkek başkan “bu feminizmle bir yere varamazsın” diyerek gazeteciyi susturmaya çalıştı. Aslında tam tersine feminizm gerekli.
Her dönem iktidardakiler ve onlara eklenen dinci çevreler için kadın, kocasına hizmet etmekle görevli. Gerektiğimde süsülenecek, eğlenecek, gerektiğinde çocuk doğuracak ya da erkekler arasında iş kadını pozlarında güzel görüntü verecek.
Feminizm, yani kadının kendi istediği, uygun gördüğü haklarını savunması da ne? Erkekler, uygun gördüklerini verir. Kadıncinayetine kadının aklı ermez, zaten kadın dövüldüyse, öldürüldüyse mutlaka suçu vardır diye düşünülüyor. Hatta bu okadar söyleniyor, zihinlere kazınmış ki kadınlar bile böyle söylüyor. Kanunlarda cazesı ölüm olan bir suç olmasa da, erkek öyle uygun görebilir.
Her alanda olduğu gibi kadınların da tek bir cinse mensup olsalar da aynı olmadığını görüyoruz.
Neredeyse her gün bir kadın, sadece kadın olduğu için, erkeğin şu veya bu kararına itiraz ettiği için öldürülürken, zenginlerin bu görmezden gelen, suçlayan tavrı isyan ettirirci. 1990’larda Özal, “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” diye kovalanmadan henen önce eşi “papatyalarıyla” eğlenceden eğlenceye koşuyordu.
Kadınlar, sadece erkek şiddetiyle değil, ekonomik şiddetin getirdiği yükle de mücadele ediyor. Üstelik yoksulluk arttıkça, getirdiği olumsuzluklar da kadına yükleniyor, sorunun çözemeyenler kadını suçluyor.
Böyle bir ortamda gezmeyi, eğlenmeyi diline dolayıp, feminizm diyerek hakkını savunmayı küçümseyenler utanmalı. (03.12.)
