Sinif Mucadelesi
Katar

Milyarlarca dolar ve etrafındaki çöl

Pazar 18 Aralık 2022

Komşuları Bahreyn veya Abu Dabi gibi petrol monarşisi olan Katar’ın, 2022 Futbol Dünya Kupası için seçilmesi, her şeyden önce ondan elde edebilecekleri finansmanla ilgilenen Batılı devlet başkanları ve FIFA gibi kurumlar tarafından ne kadar takdir edildiğini gösterdi.

Raporlarda, bu devletler gelişmekte olan güçler olarak sunuluyor. Fakat servetleri egemen hanedanların kasalarını doldurursa da, Batılı çokuluslu şirketleri daha da zenginleştirir. Emperyalizmin bu yapay oluşumları, onlar üzerinden çıkar elde etme araçlarıdır.

Kızıldeniz ile Basra Körfezi arasında yer alan bölge gerçekten de çok sayıda çok küçük devlete bölünmüştür. Katar’ın büyüklüğü Korsika adası ile karşılaştırılabilir. Göçmen işçilerle birlikte üç milyon nüfusu var, hepsi zengin ailelerden gelen Katarlılar, nüfusun yalnızca % 10’undan azını oluşturuyor.

Aynı şekilde komşu Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai veya Abu Dabi gibi yedi küçük eyaletten oluşan bir federasyon oluşturur. Basra Körfezi’ndeki bir takımadada bulunan Bahreyn, toplam alanı sadece 778 kilometre kare olan bir mikro eyalettir.

Tümü ortaçağ monarşilerinin önderlik ettiği küçük devletlere bölünmesi, İngiliz emperyalizminin eseriydi ve daha önce Osmanlı İmparatorluğu’nun ücra vilayetlerinde, bağımsız bir ulusal varoluş olgusu olmadan, onları çıkarlarına göre şekillendirmeden önce yerleşmişti. Ancak petrolün keşfi ve ardından sömürülmesiyle bu bölge, tüm Ortadoğu gibi Batı’nın iştahını giderek daha fazla kabarttı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde İngiliz emperyalizmi ve Fransız emperyalizmi Yakın Doğu’yu böldü. Sözde Sykes-Picot planının bir parçası olarak Fransa, Suriye ve Lübnan’a el koyarken, İngilizler Mısır’ın eklendiği Irak, Ürdün ve Filistin’e ve ayrıca Basra Körfezi’nin batı kıyılarına hakim oldu.

1930’larda ve 1940’larda bu bölgenin her yerinde devasa petrol yatakları keşfedildi. Katar’da durum böyleydi, tıpkı 1932’de Bahreyn’de olduğu gibi, daha sonra 1938’de Irak topraklarından koparılmış eşit derecede yapay bir yaratılış olan Kuveyt’te de durum böyleydi. İmtiyazlar İngiliz şirketlerini zenginleştirdi.

Sonra Amerikan emperyalizmi, çok uluslu şirketleri adına siyah altını sömürmek için yavaş yavaş diğer emperyalizmlerin yerini aldı. 1945’te Roosevelt, Suudi Arabistan Kralı İbn Suud ile Amerika Birleşik Devletleri’ne altmış yıl boyunca petrol servetine erişim sağlayan Quincy Paktı’nı imzaladı. Bu anlaşma daha sonra Körfezi çevreleyen monarşilere kadar uzandı.

Yaklaşık elli yıl önce, sömürüsü Katar’ın komşu İran’la paylaştığı devasa Kuzey Sahası gaz sahasının (dünya rezervlerinin % 13’üne denk geliyor) keşfi, emirliği dünyadaki ilk gaz üreticilerinden ve ihracatçılarından biri haline getirdi (özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz, LNG). Kapitalistlerin, silah tüccarlarının ve her türden hırsızın Katar’ın gelirine olan ilgisinin önemli ölçüde arttığını söylemek yeterli. Bu, dünya liderlerinin diplomatik dönüşler, çeşitli finansman ve bahşiş olarak bir Dünya Kupası organizasyonu sırasında birkaç yağ çekmesine değer.

Büyük petrol gelirleri, yalnızca çok uluslu şirketleri değil, aynı zamanda Körfez monarşilerinin bazı büyük ailelerini, uyruklarının sahiplerini artırmamaya çok dikkat ederek bu şekilde zenginleştirebildi. Birleşik bir Orta Doğu çerçevesinde tüm nüfusuna fayda sağlayabilecek olan bu gelirler, böylece yatırımları Batı ülkelerindeki bankalara veya büyük şirketlere geri dönen ve zenginlerin yalnızca küçük bir katmanını zenginleştirdi; ancak en azından bu bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmadan. Körfez kıyılarında mantar gibi biten ve jet sosyetenin kalabalıklaştığı büyük otellerin Ortadoğu bölgesi halklarına hiçbir yararı olmadığı aşikardır. (LO, 16.11.22)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2022  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 286 - 6 Aralık 2022  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?