Zamlar ve gelir adaletsizliği
Yakında, yeniden belirlenecek olan asgari ücret zammı resmi enflasyon rakamı olan %19.58 temeline göre yapılacak. Muhalif iktisatçılar, yıllık gerçek enflasyonun %49.70 olduğunu açıkladı. Pazara gidip alış veriş yapan, gaz, su, elektrik, telefon faturası ödeyen emekçiler, gerçek enflasyonu zaten biliyor.
Türk-İş araştırmalarına göre eylül ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı, asgari ücreti aştı 3 bin 49 lira; yoksulluk sınırı 9 bin 931 lira oldu. Tüm ücretli çalışanların neredeyse yarısı olan 9.7 milyonu asgari ücret, geriye kalanların çoğunun 3-5 bin lira ücret aldığına göre, işçi sınıfının yaşam şartlarının feci kötüleştiğini tahmin etmek zor değil.
Benzine 10 günde 3 defa zam yapıldı. Ekmek, süt zamlandı. Son doğalgaz zammı her şeyin fiyatını bir kez daha arttıracak. Zamların somut sonuçlarından biri; son bir yılda devlet yardımına muhtaç hale gelen aile sayısı ikiye katlanarak 3.3 milyondan 6.6 milyona çıktı. 5 milyondan fazla aile elektrik faturasını ödeyemiyor ve elektriği kesilenlerin sayısı artıyor. Üstelik daha kış aylarına girmedik. Deyim yerindeyse hükümetin “kaşıkla verip kepçe ile geri alma” siyasetinin ve uygulamalarının sonucu yaşanıyor.
Diğer yandan Erdoğan Türkiye’yi öyle bir anlatıyor ki sanki “cennette yaşıyoruz”. Erdoğan’ın Batılı ülkelerle karşılaştırıp anlattığı ülke Türkiye değil, başka bir gezegendeki bir ülke olsa gerek!
Para patronların kasalarına akarken emekçilerin satın alma gücü giderek düşüyor. Son 9 aylık bilançolara göre Türk Traktör’ün kârı %130, TOTAŞ’ın kârı %80, ISUZU’nun %129, Otokar’ın %65 arttı. Bankacılık sektörünün kârı %158’le rekora koştu. Diğer yanda emekçiler, asgari ücretle yıl başında 386 dolar alırken ekimde satın 294 dolara düştü.
Patronların bu devasa kârı bir yerden geliyor! TÜİK’in verilerine göre 2020’de en yüksek gelir düzeyine sahip %20’lik grup, toplam gelirin neredeyse yarısını cebe indiriyor. Geriye kalan %80 toplam gelirin %52’2’sini paylaşıyor.
Asgari ücret komisyonu yine patronların istediği gibi karar verecektir. Belirlenen rakam tüm emekçilerin ücreti ve emekli aylığı için belirleyici olacak.
Bu nedenle emekçiler, 50 bin lira maaş alan Türk-İş temsilcilerinden hiç bir şey beklemeden, üretimden gelen güçlerini kullanarak, “insanca yaşayabilecek” bir seviyeye çıkmak için şimdiden hazırlık yapmalı. Geçmiş mücadeleler, işçi sınıfının bunu başarabilecek güce sahip olduğunun göstergesi. (03.10.21)
