Metal gurup sözleşmesi ve görevler
130 bin civarındaki metal işçisini kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Görüşmeler metal patronlarını temsil eden MESS ile yetkili üç işçi sendikasının yönetimi arasında sürdürülüyor. İki yılda bir gerçekleşen toplu sözleşme sürecinde alışıldık sahneler yaşanıyor.
Görüşmeler şu an idari maddeler üzerinde yoğunlaşıyor. Her dönem olduğu gibi bu toplu sözleşme sürecinde de MESS elini güçlendirmek, metal işçilerini savunmaya sokmak ve baskı altında tutmak için masaya hak gasplarıyla geliyor: Sözleşmenin iki yıldan üç yıla çıkarılması, kıdem ve ihbar tazminatlarıyla ilgili kazanımların budanması, esneklik gibi isteklerde bulunuyor. Metal işçilerinin baskılanması sonrasında “kıran kırana pazarlık” görüntüsü oluşturularak beklentilerin düşürülmesi ve finalde sendikacıların, işçilerin beklentilerini karşılamaktan uzak sözleşmeyi “zafer” olarak pazarlaması gelecek.
Bu oyunu bozacak olan metal işçilerinin tabandan, kendi özgücüne dayalı çıkışıdır. Ne yazık ki metal işçilerinin bağımsız komiteler gibi örgütlenmeler aracılığıyla örgütlü olmaması, inisiyatif göstermesinin önünde engel.
Öte yandan ekonomik ve sosyal şartların ağırlığı altında ezilen metal işçilerinin mayalanan hoşnutsuzluğu MESS ve sendika yönetimlerinin en büyük korkusu. Hoşnutsuzluğun ne denli örgütsüz olursa olsun öfkeye dönüşerek patlaması, toplu sözleşme oyununun bir anda dağıtılmasının yolunu açabilir. Metal işçisinin geçmiş mücadele deneyimleri ve en önemlisi 2015 metal fırtınası bunun mümkün olduğuna işaret ediyor.
Taslakların revize edilmesi talebi öne çıkıyor
İkinci oturumu geride kalan görüşmelerin en hassas konusu ise ücret. Ücret konusundan sonra sosyal ve diğer ekonomik haklar da yine sözleşme sürecinde gündeme gelen diğer başlıklar olacak. İş güvencesi, esnek çalışma başta olmak üzere diğer haklar, büyük ölçüde geri planda. Sendika yönetimleri, ücret gibi ekonomik maddeler üzerine hesap oyunlarına dayalı tartışmalarla metal işçisini aldatmaya çalışıyor.
Derinleşen siyasal krizle koşut büyüyen ekonomik kriz ücret sorununu hassas bir noktaya taşıyor. Zira yaşanan yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle bir bütün olarak işçi sınıfı gibi metal işçilerinin ücretleri de yerlerde sürünüyor. Sendikaların hazırladıkları sözleşme taslaklarındaki ücret talepleri bu kayıpları gidermek şöyle dursun, yüksek enflasyon nedeniyle şimdiden buhar oldu. Yetkili üç sendikanın ücret talebi bir iki puanlık oynamalarla birlikte %29 civarında. Bu orandaki zam, temel tüketm maddelerinde muhalif iktisatçıların %49; bir milletvekilinin %60’ın üzerinde açıkladığı gerçek enflasyon rakamları dikkate alındığında kayıpları gidermekten uzak.
Fakat temel tüketim maddelerine yapılan son zamlar sebebiyle enflasyon kontrolden çıkmış görünüyor.
Bu durumda, toplu sözleşme sürecinde en önemli gündem, sendikaların sözleşme taslaklarındaki ücret taleplerinin revize etmeleri olmalı. Zam talebi olduğu gibi kabul edilse dahi metal işçilerinin hoşnutsuzluğunu gidermeyecek.
Bunun için toplu sözleşmeye sahip çıkılması kadar “ücret talepleri günün şartlarına göre revize edilsin” talebinin metal işçileri içerisinde yükseltilmesi önemlidir. (31.10.21)