Sinif Mucadelesi

Oy avcılarının dağıttığı sadakalar ve “sosyal devlet”

Pazar 15 Mart 2009

Tunceli’de evlerinde su akmayan, asfalt yolu almayan seçmenlere beyaz eşya dağıtılması, oy “satın alma” ve onun da ötesinde “sosyal devlet” tartışmasını gündeme getirdi.

Anayasanın değiştirilemez maddelerinden olan ikinci maddesinde, Türkiye devletinin “demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğu yazılı.

Sosyal devlet Anayasa Mahkemesince şöyle açıklanmış: "Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. (…) Sosyal hukuk devletinde toplumda yoksul ve muhtaç insanlara devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir."

Bu tanıma bakıldığında AKP’li bakanların, “seçim rüşveti” eleştirilerine karşı çıkıp, “sosyal devlet” gereğini yaptıkları savunusunun haklı olduğu görülüyor.

Nitekim Milli Eğitim Bakanı, gittiği İngiltere’de, belediyelerin ve hükümetin bazılarına ev kiralarını ödeyemedikleri veya fakir oldukları için sosyal yardım yapıldığını ve bunun gayet normal olduğunu açıkladı.

Burjuvazinin iktidarını düzenleyen hiçbir devletin yasalarında, asla herkese iş sağlanması devletin görevleri arasında sayılmaz. Emekçiler, kendi geçimlerini sağlamak yani kendilerine bir patron bulmak zorundadır. Sadece, toplumsal sorunlar yaşanmaması ve emekçilerin, yoksulların düzene bağlı tutulması, Rus devriminde, İkinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi düzeni temelden değiştirmeye yönelmemeleri için sadaka sistemi oluşturulmuştur.

Ancak iğrenç olan siyasi partiler, “sosyal devlet” olmanın gereğini seçim zamanları hatırlamalarıdır. Yardımların yapıldığı fonun çalışanlarının aileleriyle birlikte, geçtiğimiz ay, Antalya’da lüks bir otelde guruplar halinde “eğitim” adi altında tatil yaptıkları televizyonlarda haber olmuştu. Demek ki, sonrasında çok çalışacaklarmış!

Gerek AKP, gerek CHP, MHP ve diğer partiler yıllarca iktidarda kalıp, iktidarda kaldıkları bu yıllar boyunca yoksul insanların gelirlerini arttırmak ve emekçilerin kimseye muhtaç olmadan yaşabilmeleri için hiçbir şey yapmamaları.

İktidarda kaldıkları dönemlerde yoksulluk azalmadığı gibi işsizlikle birlikte yoksulluk daha da arttı. Bunun nedeni çok açık. Bu partiler iktidarı her zaman zenginlerin ceplerini ve kendileri ve çevrelerinin ceplerini doldurmak için kullandılar.

Üstelik, yaşadığımız toplumun bütün üyelerinin normal bir işi, normal bir geliri, normal bir konutu, hayat seviyesi olması için bir şey yapmadıkları gibi bu yolda adım atmak isteyen herkesin önüne bin bir engel çıkarıp, kötülükle suçladılar, baskı uyguladılar.

Bizce, normal olarak bir toplumun üyesi olan hiç kimse sadakaya, ya da bu gün siyasi bir dille söylendiği gibi “sosyal yardıma” ihtiyacı olmamalı. Bunun var olmasının nedeni, insanları bu halde tutan insanlık dışı, bu sömürü düzeninin devam etmesi ve siyasi partilerin de bunun için çalışmasıdır.

Eğer toplum sağlıklı olsaydı, herkesin bir işi ve geliri olur, kimse sadakaya muhtaç olmayacağı için böyle bir tartışma da kimsenin aklına gelmezdi.(02.03.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 129 - 6 Mart 2009  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?