Türkiye’yi sarsan feci ekonomik kriz
Bir ay içinde liranın büyük değer kaybı, Türkiye ekonomisinin bataklığa saplandığını gösterdi.
Dünya ekonomik krizi son zamanlarda, Arjantin, Venezüella ve Türkiye gibi ülkeleri, başta yanlış hükümet siyasetleri olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı, diğer ülkelerden daha feci etkiliyor.
Arjantin ekonomisi, 2014’ten itibaren hızla çöktü ve Arjantin, IMF’nin kapısını çalıp acı reçeteyi kabul etmek zorunda kaldı. Venezüella’da enflasyon %1000’i geçmiş durumda.
Erdoğan ve hükümeti kesinlikle IMF’ye gidilmeyeceğinden, faiz artırılmayacağından söz ediyor! Emekçilere acı reçeteyi ödettirmek için başka yollar arıyor.
Kriz “açıklamaları”
İktidar çevrelerinin denetiminde tuttuğu medya, ekonomik krizin esas nedeninin Trump ve ABD’nin Türkiye’ye karşı olan düşmanca davranışı olduğunu söylüyor.
Erdoğan ve AKP hükümetinin ekonomik ve siyasi uygulamalarının kusurlu olmadığı ve halkın refahı için yapıldığı lafları hala sürüyor!
İnsanlarla dalga geçmek işte tam da budur… Çünkü Türkiye’nin 2002’de 130 milyar dolar olan dış borcu şimdi 455 milyar doları aştı; 12 ay içerisinde ödemesi gereken dış borç 240 milyar dolar civarında. Ülkenin dış ticareti açık verdiğinden, bütçede açık olduğundan borçların nasıl ödeneceği belirsiz.
Ekonomik kriz derinleşti
Ekonomik kriz Türkiye’de ve dünyada kar topu gibi büyüyor. Sonucunda emekçilerin, yoksulların, köylülerin yaşam düzeyi geriliyor.
İktidar çevreleri krizi dile getirmese de genel seçimlerin öne alınması, şimdi belediye seçimleri için benzer tartışmanın gündeme gelmesi, krizin etkilerinin yarattığı iktidara duyulan güveni yıpratmasından ötürü.
Somut olarak AKP hükümetlerinin 16 yıldan beri uyguladıkları ekonomik siyasetler, patronların ve para babalarının servetlerine servet katmasına rağmen emekçilerin ve yoksulların durumunda gerçek bir iyileştirme yapmadı. İşsizlik giderek arttı, çalışma şartları daha da kötüye gitti, iş kazaları (daha doğrusu cinayetleri) arttı ve kitlelerin satın alma gücü son yıllarda hızla erimeye başladı.
Bu gerçekler karşısında muhalefet partileri, başta CHP olmak üzere, esas sorunun kapitalist sömürü düzeni olduğunu gündeme getirip gerçek çözüm önereceklerine Erdoğan ve AKP’nin siyasetini eleştirmekle yetinip somut olarak kendilerinin ne yapacaklarını açıklamıyorlar. Örneğin patronlar düzenine, sömürü düzenine karşı ne yapacaklar? Emekçilerin satın alma gücünü, yaşam seviyesini nasıl koruyacaklar? İşsizliğin artmaması için hangi tedbirleri uygulayacaklar? Bu konuda hiçbir somut şey yok. Özcesi muhalefet partilerinden emekçiler için çözüm beklemek ölü gözünden yaş beklemek gibi bir şey.
Erdoğan ve AKP’den, bu feci kriz karşısında gerçek bir çözüm beklemek boşuna. Erdoğan gerçek nedenleri açıklayacağına bize “vatan, millet, Sakarya” edebiyatı yapıp, krizin Trump yüzünden olduğunu söyleyip “Onların doları varsa, bizim de halkımız ve Allah var” diye demagoji yapıyor. Bu arada lira değer kaybetmeye devam ediyor.
İşçi sınıfı krizin gerçek nedeninin kapitalist sömürü düzeninden kaynaklandığı görüp, insanlığı uçuruma doğru sürükleyen bu düzene son vermeli. Yoksa feci bedeller ödeyeceğiz. (03.09.2018)