Sinif Mucadelesi

Asgari ücret açıklandı : Hükümet patronların emir kulu! Emekçiler kendi talepleri için mücadele etmeli

Salı 6 Ocak 2009

Asgari ücret, Ocak ayından sonra yüzde 4.3 yani aylık 24 lira (günlük 80 kuruş); Ağustos’dan sonra için de yüzde 4.1 artacak. Son günlerde her şeyin orantısından bahseden Başbakan, elektrik fiyatı yıllık yüzde 50’nin üstünde, doğal gaz yüzde 80’in üzerinde artmışken, zaten yetersiz olan asgari ücretin yıllık yüzde 8 artmasını (sanki çok ince bir ayar yapılmış gibi nokta 4’ü de var) oran hesabına uygun görüyor herhalde!

Patronların ve onların emrindeki hükümetlerin hesapları böyle! Patronlara kepçeyle istedikleri kadar vermek, işçilere onları işe götürecek ama isyan ettirmeyecek kadar damla damla vermek.

On milyonu aşkın işçiyi, iki milyon civarındaki memuru doğrudan, sözleşme yapılan yerlerdeki işçileri dolaylı olarak etkileyen asgari ücret için belirlenen rakamın haksız olduğunu kendileri de biliyor. Her fırsatta önemli iş yapıyormuş gibi mikrofonlara konuşan Çalışma Bakanı, kararın açıklamasından kaçtı. Hatta, AKP’nin adamı olan Türk-İş Başkanı bile son gün görüşmeden çekildiğini açıklamak zorunda kaldı.

Bu rakam, tamamen “krizi fırsata dönüştüren” patronların istekleri doğrultusunda, hiçbir ölçü dikkate alınmadan belirlendi. Bu, asgari geçim miktarı olarak belirlediği rakam doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu’nun yeni asgari ücretin net 720 lira olması önerisinin dahi dikkate alınmamasından anlaşılıyor.

Patronlar adına konuşanlar, bu rakamın bile çok olduğunu söyledi. Uzun, karışık cümlelerle, bizim istediğimiz de olmadı, demeye getiriyorlar. İşçileri gerçekleri anlamaz sanıyorlar!

Asgari ücreti açıklayan bürokratlar, aldıkları emir doğrultusunda “ülkenin içinde bulunduğu sosyal şartları dikkate alındı” dediler. Yani “kriz var” demeye getiriyorlar. Geçen sene bahane başka idi, bu sene her şeye kadir, kriz çıktı. Zaten kriz hiç bitmiyor. Ne zaman bir yerde, bir zaman işçi, memur, emekli ücreti belirlenecek, hemen kriz çıkıveriyor.

Şimdi gerçek bir kriz var ve bu, patronlardan önce işçileri vuruyor. Ama patronlar ve hükümet, krizden çıkmak için kârın yükselmesi gerektiğini, ekonominin ancak bu şekilde işleyebileceğini söylüyorlar. Bu, yalandır.
Özelikle metal işkolunda çalışan işçiler başta olmak üzere herkes, 2003’teki krizden bu yana patronların ne kadar kâr ettiğini yaşarak gördü. Sadece fabrika sahibi patronlar değil, bizzat başbakanın da söylediği gibi banka patronları, inşaat sektöründe, ihracatta “patlama” oldu, kasalar tıka basa doldu. Kârdaki bu artış, işçi ücretleri düşürülerek, işçiler daha çok çalıştırılarak elde edildi. Peki, bu kâr nereye gitti?

Patronlar, işçilerin sırtından kazandıklarını, ne üretime ne de işçilerine verdi, paradan para kazanmak amacıyla borsada spekülasyona yatırdı. Bu spekülasyonların sonucunda kriz çıktı ve milyarlar bir anda buharlaştı.

Şimdi yeniden kâr etmemiz gerekli diyorlar. Kâr ettiklerinde para nereye gidecek? İşçiler aldıkları parayı yaşamak için kullanıyor, patronlar ise nereye kullanıyor.

Ekonominin işleyişine, krizden çıkışa ilişkin birçok şey söyleniyor. Bunların hepsini anlamak, bilmek mümkün değil, gerekli de değil ama şu çok açık ki, ekonomik düzen yaşamımızı sürdürmeyi, ihtiyaçlarımızı karşılamayı mümkün bir şekilde düzenlenmelidir.

Bugünkü ekonomik işleyiş ve ekonominin düzenlenişi buna göre değildir. Çünkü kapitalist ekonominin temeli bireysel kârdır.

İşte bu nedenle, kriz nedeniyle kaygıya kapılan kitlelerin bu durumundan yararlanmak isteyen patronlar, kendi çıkarlarını daha güçlü bir şekilde daya-tıyorlar.

İşçi sınıfı da böyle yapmalıdır. Lafta asıp kesen ama gerçekte siyasetçilerin peşinde emir kulu gibi dolanan sendika bürokratlarını aşıp, kendi taleplerini oluşturup, onları kazanmak için mücadele örgütlemelidir. (01.01.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 127 - 2 Ocak 2009  Site yaşamını izle Başyazı   ?