Korumacılık mı, serbest ticaret mi?: İki tekerlekli araç üç kağıtçılığı

Korumacılık mı, serbest ticaret mi?
İki tekerlekli araç üç kağıtçılığı

ABD başkanı Trump’ın, Avrupa’ya ihraç edilen motosikletlere vergi uygulanması kararı, Avrupa Birliği yöneticileri ve Harley Davidson müdürleri gib hem korumacılık taraftarları hem de karşıtları tarafından kullanılıyor.

Trump, ABD’de yapılacak seçimler için, kampanyasını şimdiden başlattı ve emekçileri korumak için gümrük duvarlarını kullanacağını duyurdu. Çok keskin sözlerinin ardından, Avrupa’dan gelen çelik ürünlerine vergi uygulanması gibi sembolik kararlardan bahsetti. Bu konuşmasında Trump, Paris’tekilerin değil onu seçen Pittsburg’daki halkın (Pittsburg ABD çelik sanayisinin merkezidir) çıkarlarını savunacağına vurgu yaptı.

Avrupa yetkilileri de, benzer sembolik cevaplarla karşılık vererek Burbon viskisi, yerfıstığı, tereyağı ve de Harley Davidson motorlarına vergi uygulanacağından söz ettiler.

Harley Davidson idarecileri devreye girerek, Avrupa Birliğindeki vergilerden kurtulmak için ABD’deki üretimlerinin bir kısmını başka ülkelere aktarılacağı tehdidinde bulundu. Trump, bu idarecilerin tutumundan dolayı çok şaşırdığını, sanayicilerin bu kadar kolay pes etmemesi ve biraz sabırlı olmaları gerektiği cevabını verdi.

Avrupa Birliği sözcüleri ve onları destekleyen basın, enine boyuna Trump’ın korumacılık siyasetinin iyi olmadığını açıklayıp, bu kararın ABD için de hiç iyi olmadığını anlatıyorlar.

Harley Davidson, ABD’den üretimi dışarıya taşıyıp istihdam azaltmasına gidecek ve üstelik şirketin New York borsasındaki hisseleri %6’ değer kabetti.

Poker oyunundaki gibi korku salmaya çalışan tüm bu çevreler, hep işsizliği öne çıkarıyor. Ancak bu konuyla en çok ilgili olan emekçiler her şeyden önce, korumacılığı savunanlar mı, yoksa serbest ticareti savunanlar mı haklı sorusunun tamamen anlamsız olduğunu anlamalı. Onlar için önemli olan, işçi sınıfının istihdamını, yaşam şartlarını, yani çıkarlarını kimin savunduğudur.

Harley Davidson idarecileri istihdamı koruma iddialarıyla, Kansas City’deki bir fabrikayı kapatıp Tayland’da yeni bir fabrika açmaya karar verdi. Patronlar, kazançlarıyla ilgili en küçük tehdit karşısında hemen üretimi başka ülkelere taşıma tehdi yapıyor ama hissedarlara verilen kazanç miktarını azaltmaktan hiç bir zaman söz etmiyorlar. Korumacılığı savunan Donald Trump, hiç vicdanı olmayan tipik bir milyarder örneği. Emekçilere karşı sürekli savaşan, sosyal hakların baş düşmanı ve tüm kapitalistlerin destekleyicisi. İktidara geldiğinden beri emekçilerin durumu daha kötüye gidiyor ama milyarderlerin serveti devamlı büyüyor.

Avrupa Birliği yöneticileri Brüksel’de, Paris ve Berlin’de serbest ticaret kahramanı kesiliyor ama tüm Avrupa kıtasında yapılan kitlesel tensikatları desteklediler, ücretlerin düşürülmesini örgütlediler, işçi haklarının yok edilmesine katkıda bulundular ve emekçilerin yaşam şartlarını onlarca yıl geriye götürdüler.

Serbest ticareti savunan açıklamaları, Fransız ve Alman kapitalsileri temsilcilerinin örneğinde olduğu gibi, işlerine gelince korumacı önlemler almalarına ve gümrük duvarları çekmelerine engel olmadı.

Geçmişte ve şimdi yaptıkları gerçekten kim olduklarını gösteriyor; emekçi düşmanları. Bu durum korumacılar ile serbest ticaret savunucuları arasındaki kavganın gerçekte ne olduğunu gösteriyor: Her yolu deneyip kitleleri, sömürü çarkına bağlımak. LO (29.06.2018)