Yolsuzluk ve rüşvet, her yerde “Vatan, millet” nutuğu atmakla gizlenemez
Halkbank yöneticilerinin yargılandığı davada tanıklık yapan Rıza Zarrab’ın açıklamaları geldikçe, kendilerine “dindar, hak yemeyen” görüntüsü veren başta Erdoğan, aile çevresi ve bakanları olmak üzere AKP’lilerin gerçek yüzleri ortaya dökülüyor.
Sadece siyasi çevrelerin değil, son on yıl boyunca iktidar tarafından tekrar tekrar biçimlendirilen hukuk sisteminin içindeki hakim ve savcıların, havuz medyasında çıkar peşinde koşan gazetecilerin, bürokratların, kısacası sistemin tepesindekilerin kurallara uyan veya uymayan işler yapmak için rüşvet çarkının içinde olduğu ortaya döküldü.
Zarrab, dönemin bakanlarına verdiği rüşvetleri açıkladı, talimatı Erdoğan’dan aldığını söyledi ama Erdoğan hala rüşvet veya kişisel çıkar çarkının içinde görünmüyor.
Buna dayanan AKP kurmayları, altan alta İran’dan alınan ucuz petrolün, bu çevrilen dolaplardan kazanılan paranın, devlet bütçesine konup kalkınmada, büyük işlerde kullanıldığı fikrini yaymayı sürdürüyor. İşte bu aşamada, CHP tarafından açıklanan, Erdoğan’ın aile çevresi tarafından Man Adası’na kaçırılan paraların, aslında aynı yerden geldiği ve işin içindeki siyasilere paylaştırıldığı anlaşılıyor.
İktidarın pis işleri sadece bununla sınırlı değil. ABD başkanı Trump’ın, sadece 24 gün görevde kalabilen ve Rusya ile gizlice görüşme yapmaktan yargılanan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, 6 aylık lobi çalışması, yani AKP hükümetinin reklamı için kurallara uymayacak şekilde Türkiye hükümetinden 530 bin dolar aldığını itiraf etti. Ek olarak, Fethullah Gülen’in kaçırılarak hükümete teslim edilmesi karşılığında 15 milyon dolar teklif edildiğini duyurdu.
Erdoğan’ın Gülen’in iadesini sağlamak için teklif ettiği para, bu işler için tüm zamanların en yüksek ikinci meblası oldu. Bu parayı nereden buldular? Bu para toplumun yararına kullanılamaz mıydı? Beş yıldır kadro bekleyen taşeron işçileri için, sınıf mevcudtlarını artırmak yerine okul yapmak için, iş kazalarını önlemek için, sağlık sistemini iyileştirmek için, iş yerleri açmak için kullanılabilirdi.
ABD’nin Halkbank ve başka bankalara vereceği kesinleşen para cezasını kim ödeyecek?
Nereden bakılırsa bakılsın, başta Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin hiç de söyledikleri gibi temiz olmadıkları kesin. Onların pislikleri ortaya dökülürken, adeta önlerine siper olan MHP’nin daha rezil olduğu açık. İktidar için sıra bekleyen CHP veya İyi Parti de farklı değil. Düzenin çarkları öyle işliyor ki, “rüşveti ortadan kaldırdı” denilen AKP’nin, rüşvet çarkının en büyük dişlisi olduğunu görüyoruz.
Erdoğan ve AKP yöneticilerinin yıpranma süreci hızlandı. Gündemi belirleyemiyor, bir gün söylediklerini ertesi gün tersine çevirmek zorunda kalıyorlar. Seçime kadar, belki de daha öncesinde iktidar çökecek. Ancak yerine aynı çarkı döndürecek başka bir hükümet gelecek. Eğer işçi sınıfı müdahale ederse, tümünü değiştirmek mümkün olur. Aksi takdirde siyasi ve ekonomik krizin tüm yükünü işçi sınıfı çekecek. (05.12.2017)
