IŞİD’ten sonra yeni bölünmeler olur mu?
Cihatçı IŞİD’çıların son kalesi olan Rakka’nın düşmesinden sonra buraları Demokratik Suriye Güçlerinin eline geçiyor. Bu güçlerin milisleri temel olarak Kürt savaşçılarından oluşuyor ve esas destekçileri ABD ordusu. Gerici ve barbar IŞİD’in yenilgisinden sonra bölgedeki kitlelere istikrar sağlayacak bir durum görünmüyor.
ABD, Suriye’deki Esat iktidarını zora sokmak için IŞİD’i sahneye sürdü ama bu durum bölgede öyle bir kargaşa yarattı ki şimdi kendisi, oluşturduğu koalisyon ile IŞİD’i bitirmek için yeniden Esat ve müttefiklerine bel bağladı.
Suriye’de askeri deniz ve hava üsleri bulunan Rusya, ABD’nin bakıp görmediği ve suç ortaklığı yaptığı bir ortamda, muazzam askeri yığınak yaptı. İran, on yıl süren müzakerelerden sonra temmuz 2015’te sivil nükleer sanayisini geliştirme iznini elde etti. Ardından İran’ın askeri gücü ve ona bağlı milis güçleri, IŞİD karşıtı koalisyon güçlerine katıldı. Irak’ta merkezi iktidar, cihatçı güçlere karşı askeri operasyonlarını, ideolojik olarak IŞİD’ten fazla farklı olmayan Şii milislerin ve de İran’ın önemli desteğiyle yürütebildi. Suriyeli ve Iraklı Kürt milis güçleri, doğrudan başta hava gücü olmak üzere ABD ordusunun desteğini aldı.
IŞİD’e doğrudan yardım etmiş ve mali destek sağlamış olan Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi yerel güçler, ABD’in siyasi U dönüşünün kaybedenleri oldu.
Ancak bugün gündemde olan IŞİD sonrası oluşacak yeni ittifaklar ve bu nedenle herkes kendi piyonlarını ileri sürmeye başladı.
Esat ve müttefiki Rusya, en kısa zamanda mümkün olan en geniş toprağı elde etmeye çalışıyor. Bu amaçla son bir ayadan beri Esad rejimine karşı direnç olan her bölgede; Şam taşralarında, ülkenin Kuzeyinde bulunan İdlib’te veya Doğu’daki Deir El Zor’da bombardımanı yoğunlaştırdı. Uluslar arası Kızıl Haç örgütü, yılın başından bu yana en yoğun çatışmaların yapıldığından söz ediyor. Türkiye de İdlib bölgesinde askeri müdahale yapmak için sınırda hazırlık yapıyor. En başından beri cihatçı milisleri destekleyen ve mali yardım yapan Suudi Arabistan ve Katar, bundan hiç de vazgeçmedi. Tek fark, şimdi bunu göze batan El Kaide veya IŞİD ismi yerine başka yeni isimlerle yapıyor.
Irak’taki Kürt liderler, gelecekte daha çok şey kazanmak amacıyla kontrol ettikleri bölgelere ilişkin referandum tertipledi ve %70’ten fazla katılımla, %90’dan fazla evet oyu aldılar. Ancak Irak merkezi yönetimi, İran ve Türkiye tepki gösterdi ve kendi bölgelerindeki Kürtlere bir ihtar mahiyetinde böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceklerini belirttiler. Bu ortamda Kürtler, en iyi şekilde mevcut kazanımlarını belki koruyabilecekler ama bunun bile ne kadar süreceği meçhul.
Hakim emperyalist güç ABD’nin bundan sonra ne siyaset izleyeceği bilinmiyor. Trump’ın kışkırtıcı bir şekilde İran’a karşı tehditler savurması ve Obama döneminde İran ile imzalanan nükleer anlaşmaları tanımayacağını söylemesi, IŞİD sorunu bittiği için pazarlığı arttırmak için olabilir. Ancak ABD, kendi müttefikleri arasındaki sorunlardan dolayı felç olmuş gibi görünüyor. Öyle ki Esat rejiminin yeniden güçlenmesi ve Suriye’de, Rusya’nın gücünün giderek artması, ABD için daha az vahim görünüyor.
Başta ABD olmak üzere emperyalist güçler, bölgede yeniden istikrarlı döneme dönmek isteyebilirler, çünkü harap olmuş bu ülkelerin yeniden inşa edilmesi gündeme gelebilir. Bir sürü büyük Batılı sanayi ve finans gruplarının şimdiden salyaları akmaya başladı. Ancak emperyalizmin, bölgede hakimiyetini sürdürebilmek için şimdiye kadar uyguladığı siyasetin sonucu olarak bölgesel güçleri birbirlerine karşı kışkırtmasıyla milis güçlerin güçlenmesi sonucu, Irak ve Suriye devletlerinin iyice zayıflamış olması ve bunun sonucu olarak bu ülkelerin parçalanıp her bölgede başka bir milis gücün hakimiyet kurması, bölgeyi barut fıçısına dönüştürdü. Bölge, yeni büyük çatışmalara gebe.
IŞİD’in sonunun gelmiş olması, bölgedeki bataklığın kuruduğu anlamına gelmiyor, kitlelerin çektiği feci acıların sonu gelmiş gibi görünmüyor. LO (13.10.17)