Sinif Mucadelesi
Fransa

Emekçiler kendi çıkarları ekseninde birleşmeli

Cumartesi 8 Temmuz 2017

Macron, istediği her kararı alabilir. Çünkü mecliste her şeye evet diyecek kulları var.

Bu çoğunluk, yarım yüzyıldır sırayla mecliste hüküm süren Sosyalist Parti ve sağcı Cumhuriyetçi (LR) siyasetçilerin hakimiyetine son vermekle övünüyor. Ancak bu bile tam doğru değil, çünkü eski siyasetçilerin bir kısmı şimdi Macron’un safına geçti.

Macroncu liderler, mecliste “sivil toplumcu”lara yer vermekle övünüyor. Bunların kim olduğuna, sosyal kökenine baktığımızda; patron, yeni şirket sahipleri, idarecileri, üst düzey yöneticileri, büyük emlak sahipleri olduğunu görüyoruz. Yani büyük burjuvazinin hizmetindeki orta ve küçük burjuvalar.

Seçmen kitleler, emekçiler, işsizler, emekçi kökenli emekliler, büyük oranda seçime katılmadı. Zaten ilk turda bile rekor kıran katılmama oranı %51.3’ten ikinci turda %57.3’e tırmandı ve bu da toplumsal durumu gösteriyor. Kalabalık semtlerde bu oran %60’ı, bazı yerlerde %70’i bile geçti. Bunlara boş oy, geçersiz oy kullananları, seçimden bir şey beklemediği için seçmen listesine kayıt bile olmayanları eklemek gerekiyor (bunlar, oy vermeyenlere dahil değil).

Macron’un, önemli oranlarda sağcı siyasetçiyi peşinden sürükleyebilmesi boşuna değil. Sağın hayallerini kurduğu Hollande’ın, El Khomri iş yasası ile başladığı, işçi haklarını patronlara karşı koruyan yasaları bitirme siyasetini Macron, iş yasalarını yok ederek sürdürecek. Bu yolda sendika yöneticilerinin de desteğini alabilmek ve de işçilerin tepkisini çekmemek için Macron, şimdilik hedefleri konusunda somut bir şey söylemiyor. Macron patronlara, her iş yerinde istedikleri gibi davranma yetkisini tanıyacak mı, yoksa işkolu seviyesinde görüşmeler mi olacak, bu doğrultuda iş sözleşmeleri mi olacak? Yine de sonuçta emekçilerin haklarına karşı genel bir saldırı siyaseti uygulanacak.

Macron-Phillipe hükümeti, devlet olanaklarını kullanarak büyük patronlara ve mali çevrelere hizmet etmeyi amaçlayan ve bu amaçla sömürülenlerin sırtından, zenginleri daha zengin yapmak için sınıf mücadelesi veren bir hükümet. Bu nedenle, zaten yoksulluğa itilmiş kitlelerdeki yosulluk, daha da artacak.

Hükümetten kovulan sol partilerin, Komünist Parti’nin ve Boyun Eğmeyen Fransa’nın (Melenchon’un partisi) ileri sürdüğü temel fikir; “alanı Macron’a bırakmayalım” idi. Bu partilerin amacı, birkaç meclis koltuğu ile sınırlı olup söyledikleri, anlattıklarının hepsi hikayeden ibaret. Macron açıkça meclise bile danışma zahmetine katılmadan Kanun Hükmünde Kararnameler ile hüküm süreceğini ve de topluma saldırı mahiyeti taşıyan yasaların içeriğini son anda açıklayacağını duyurdu. Zaten emekçilerin, El Khomri iş yasasında olduğu gibi hükümetin, meclis muhalefetini göze almak zahmetine bile katlanmadan emekçilere saldırı yasalarını nasıl yürürlüğe koyacağı hakkında fikri var.

Hükümetin ve büyük patronların saldırıları meclisteki nutuklarla değil, işçi sınıfının toplumsal mücadelesiyle püskürtülebilir.

Kapitalistlerin doymak bilmezlikleri ve hükümetin provokasyonları, eninde sonunda sosyal patlamaya yol açacak. Kendilerini işçi sınıfı saflarında görenlerin görevi, sosyal patlamaların, sınıf bilinciyle hareket eden ve bütün emekçilerin çıkarlarını savunan emekçilerin yönettiği bir önderlik tarafından yönlendirilmesinde.

Sosyal patlamada, emekçileri, farklılıkları ve kökenleri açısından bölüp birbirlerine karşı düşürmek isteyecek siyasetler olacak. Bu tuzağa düşmemek için tüm emekçilerin haklarını savunan bir bir parti gereklidir. LO (23.06.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı:229 7 Temmuz 2017  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?