Sinif Mucadelesi

Referandum; Erdoğan saltanatı için grişim!

Cuma 7 Nisan 2017

Anayasa oylamasına az bir süre kaldı. Siyasetçiler seçim varmış gibi maydanlarda atıp tutuyor. Her yerde, “Millet için evet” veya “Geleceğim için hayır” gibi ne söylediği belli olmayan, her yöne çekilebilecek, sloganlarla dolu pankartlar asılı. Erdoğan ve AKP’li siyasetçiler, açılıştan açılışa koşuyor. Bunların çoğu boş şeyler, bir kısmı kanalizasyon inşaatı gibi altyapı işleri bir kısmı da patronların işletmeleri. Hatta bir bakanın, bir patronun hastaneye bağışladığı otobüsün açılışını yaptığı, sosyal medyada haber oldu.

Esas önemli olan “evet” cephesinin, oy almak için fikir değil, somut iş, olarak göstermek zorunda olmasıdır. Resmi olarak 4 milyona dayanan, gerçekte 6 milyonu aştığı söylenen işsiz sayısı nedeniyle buna mecburlar. AKP iktidara geldiğinde ekonomik kriz vardı, işsiz sayısı daha azdı. İktidardaki 15 yıldan sonra, işsizlik patladı, her 24 yaş altındaki 4 gençten biri işsiz! Bahsettikleri, oy istedikleri istikrarın sonucu!

Erdoğan yıllarca, ileri demokrasiden bahsetti, şimdi OHAL kararnameleriyle ülkeyi yönetiyor. İtiraz hakkı yok, şikayet merci yok! Zaten her şeyini, geleceğini kaybetme korkusuyla, değil itiraz, fikrini bile söyleyemiyor insanlar.

Yıllarca demokratik anayasa hazırlanacağı söylendi. Saatlerce konuşma, tartışma dinledik, milletvekilleri aylarca toplandı, güya 12 Eylül darbecileri yargılandı. Sonuç ne; 12 Eylül Anayasasının sadece 18 maddesi değişecek.

“Çözüm süreci” de çöpe gitti. Kürtler yine katledildi, şehirleri yıkıldı, evlerinden sürüldüler. 12 bin binanın yıkıldığı yere 4 bin bina yapmakla övünüyor hükümet!

Suriye’de “sahada olacağız, masada da olacağız” diye meydanlarda gürlediler. El Bab’tan sonra Kürt bölgesindeki Mümbiç’e girecekti ordu. Musul, olmadı Rakka operasyonuna katılmak için ABD’ye yalvardılar. Sonuçta, Fırat Kalkanı bitti deyip dönülüyor; yağmalar yapıldı, alabildiklerini aldılar. Elde ölenler, yaralananlar, milyonlarca Suriyeli perişan!

Erdoğan ve AKP’nin hiçbir siyaseti olumlu sonuç vermedi. Bunu çok iyi biliyorlar. Eğer siyasetleri başarılı olsaydı, tüm devlet olanakları, valiler, kaymakamlar hatta patronlarla birlikte “evet” için bu kadar çaba göstermezlerdi. Ne 7 Haziran’da ne de 1 Kasım’da bu kadar tantana yapıldı. Erdoğan, sesi çıkmadığı, iptal ettiğini açıkladığı halde, Diyarbakır’a gitti.

Gerçek sorunlardan, işsizlikten, pahalılıktan bahsetmiyorlar. Ancak medyada, olumlu şekilde bu konuda vaatler gündemde tutuluyor. Patronlara, işçi almaları için nisan ayına kadar geçerli olacak, müthiş para ve olanak sağlandı. Ancak yeterli olmuyor. Çünkü patronlar, liranın değer kaybı, ihracatın daralması, tüketimin düşüşü nedeniyle üretimi arttıramadıkları gibi kapanan işyerleri var.

Hükümetin patronlara daha da muhtaç hale gelmesi nedeniyle, bir çok patron tamamen keyfi davranıyor. Halkoylaması nedeniyle verilen kıyaklardan yararlanmak için çalışanını çıkarıp yeni işçi alıyor. Ücret ödemiyor, mesai ödenmiyor, tazminat ödenmiyor, iş güvenliği hiçe sayılıyor.

Halkoylaması, milyonlarca işçinin, işsizin yaşamını daha da zorlaştırdı. Ancak patronlar doymuyor; Erdoğan da eveti almak için onlara kıdem tazminatını kaldırmayı tekrar gündeme getirdi. Bu gidişat sorunlarımızı çözmeyecek. Hayır demek, kendi başına bir çözüm getirmeyecek. “hayır”, sadece Erdoğan’a indirilen bir şamar olur. Çözüm bizde; işçi sınıfının örgütlü mücadelesinde. (04.04.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 226 - 7 Nisan 2017  Site yaşamını izle Başyazı   ?