Sinif Mucadelesi
Siyasi sistem yeni duruma göre biçimlendiriliyor

İşçi sınıfı kendi talepleriyle öne çıkmalı

Cumartesi 6 Ağustos 2016

Darbe girişiminden sonra başlayan tasfiye ve devlet kurumlarını dönüştürme süreci tüm hızıyla devam ediyor. Hükümet bir yanda, kendi iktidarını korumaya yönelik önlemler almaya çalışırken diğer yanda patronların ihtiyacı olan düzenlemeleri hızla yapıyor. Tüm bunlar, tasfiye edilenlerin ötesinde tüm emekçilerin haklarında gerileme demek.

Erdoğan’ın yıllarca bilinçli olarak uyguladığı, dini tarikatlara dayanma siyaseti, şimdi boynuna dolandı. Yapılan tüm uyarılara rağmen, siyasi ve ekonomik olarak destek sağladığı, meşrulaştırdığı, toplumda öne çıkardığı, hukuki sistemde koruma altına aldığı tarikatlardan biri olan Gülenciler, güçlenen her örgütün yaptığı gibi kendi başlarına hareket etmeye yöneldi, iktidara el koymaya çalıştı. Darbecileri, güya çok önem verilen kurumlar, siyasetçiler değil; darbe, askeri yönetim istemeyen, demokrasi için mücadele eden kitlelerin seferberliği engelledi.

Bugün Erdoğan’ın tüm siyasetlerinin yanlış olduğu açıkça ortada; her alanda, hızla değişiklik yapılıyor. Erdoğa’ın 14 yıl boyunca iktidarda kalmak için sözde yanılgıya düşüp “verdikleri” nedeniyle, çoğu üst düzey ve kamuda 70 bine yakın kişi işten atıldı. Bu durum, devletin, kurumlarının çözülmesine yol açıyor. “Gücmüzü kıskanıyorlar” denirken, varılan sonuç, tam tersi.

Şimdiki değişiklikleri, OHAL çabukluğuyla yine aynı siyasetin takipçileri yapıyor. Elbette bugün, tarikatlardan değil, daha önce dışladığı CHP’den ve MHP’den destek almaya yöneldiler. Özelikle CHP, “demokrasi” adına çok gönüllü olarak devrede ve elbette belirli bir pay karşılığında.

CHP şimdi kendi siyasi gücünü, bugüne kadar yıkmaya uğraştığı ve aslında şimdi en zayıf haldeki Erdoğan’ı desteklemek için kullanıyor. Bu yeni bir durum değil, CHP’nin tarihi, kendini yok etme pahasına düzeni desteklemekle dolu.

Ancak esas tehlikeli olan CHP’nun bunu, devrimci solu da, sendikaları, işçi örgütlerini de kendi arkasına alarak yapmasıdır.

“Millet iradesi” sloganını öne çıkaran Erdoğan destekçilerinden geride kalmak istemeyen CHP, eski “hakimiyet milletindir” sloganını yeniden öne sürüyor. Şimdi bu kervana HDP de eklendi. Her parti kendi kitlesini öne sürerek, kitleler üzerinden pazarlık yapmak istiyor.

Peki bu “millet” denen kalabalıklar kimdir? Elbette neredeyse tamamı işçi, emekçi, küçük esnaf, işsiziler. Hepsi işçi sınıfının bir parçası. Aslında yapılan, işçi sınıfını siyasi partilere bölme çabasının sürdürülmesi. Her şeyi var ettiği gibi darbeyi durduran işçi sınıfının kendi içinde ve kendi sınıf çıkarları etrafında, taleplerini ileri sürmek için siyasi partilerin arkasında değil, bağımsız olarak öne çıkması gerekli.

Milletin neredeyse tamamını oluşturan işçi sınıfının, iş güvencesi, işgüvenliği, ücret, çalışma koşulları ve süresi, mevcut hakların korunması, kullanılması ve geliştirilmesine yönelik, hangi partiden olursa olsun, ortak talepleri var.

Darbelere karşı olma, demokrasiyi savunma, ulusal birlik laflarıyla işçi sınıfının can yakıcı sorunlarının arka plana atılmasına, yok sayılmasına yönelik siyasi manevralara karşı durmak gerekli. Zaten derbeleri yok edecek olan da, her düzeyde çalışanların toplumu denetleme olanağının olmasıdır. Bunu yaşayarak gördük. Böylece gizli kapaklı işler, kandırılmalar da olamaz! (03.08.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 218 - 06 Ağustos 2016  Site yaşamını izle Başyazı   ?