Sinif Mucadelesi

Siyasi ve sosyal ortam işçi haklarını budama bahanesi

Pazartesi 4 Temmuz 2016

Kiralık işçilikten sonra kıdem tazminatı gündemde. Patronlar, zaten yıllardır ödemedikleri tazminatın, tamamen kaldırılmasını ya da kısılarak devletin kasasından ödenmesini istiyor. Patronlar aslında artık ücreti bile ödemek istemiyor.

Bir çok küçük işyerinde “kısa çalışma ödeneği” adı altında, turizm işkolunda ise çalışanlar, İşkur işçisi gösterilerek, asgari ücretleri devlet tarafından ödeniyor. Hükümet, emekçilere kriz yok ekonomik durum çok iyi derken, patronlara kriz dönemindeki kıyakların daha fazlası yapılıyor.

Emekçilere sadece “tatlı hayat” masalı anlatılmıyor, sopa da sallanıyor. Her mücadele, patronların emrindeki polisin baskısından nasibini alıyor. Kürt illerindeki vahşi şiddet de hem Kürt kitlelere hem de emekçilere gözdağı.

Gerçekte ise milyonlarca emekçi geçim derdinde. Bu yıl başında 17 milyon 785 bin kişinin ihtiyaç kredisi borcu vardı, yani yaşamını sürdürmek için geliri yetmediğinden borçlandı. Kişi başına düşen ortalama miktar 8.700 lira. Bunlara kredi kartından para çeken 425 bin kişiyi daha eklemek gerekiyor. 22 milyon kredi kartı sahibinin kişi başına ortalama borcu 3.500 lira.

1.300 lira asgari ücret alan emekçiler geçinemiyor, borçlanıyor, borcunu ödeyemiyor. Ödenemediği için takibe düşenler artıyor. Üstelik BDDK’ya göre çoğu KOBİ borcu yani küçük patronlar da borç batağında.

Bu ortamda emekçiler, ne patronlara ne de hükümetin haklarını kısıtlamasına ses çıkarabiliyor. İtiraz eden, hakkını isteyen işçi, işten çıkarılıyor, taşeron ya da kiralık işçilik yolu gösteriliyor. Maden işçilerine bu yapıldı. Kayyum atanan 2 bin işyerinin çoğunda da aynısı yapıldı.

Sadece ekonomi değil, siyaset ve hukuk sistemi de neredeyse tamemen hükümetin denetimine girdi. Hükümet de sadece bir avuç patrona hizmet ediyor.

İşçiler, emekçiler, işini kaybetme, borç, geçim derdindeyken, başbakan utanmadan, “patronlara iş kuracaklarını”, işyerlerini kendilerinin yapıp patronlara vereceklerini söylüyor.

Bugün patronlar, kendilerini çok güçlü hissediyor. Karşılarında Renault işçileri gibi bilinçli, örgütlü, ne yaptığını bilen, planlı hareket eden bir işçi mücadelesi yok. Siyasilere istediklerini hemen yaptırıyorlar.

Kanalizasyon açılışını bile propaganda yapmak için kullanan, “Türkiye’yi kıskanıyorlar” lafını dilinden düşürmeyen, yürüttükleri siyasetin sonucundaki olumsuzlukları yine işçilerin sırtına yüklemek için baskıya, “özgürlük-güvenlik dengesi” laflarıyla emekçilerin hakları budayan yasalara sarılan siyasetçilere artık yeter! (30.06.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 217 - 4 Temmuz 2016  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?