Sinif Mucadelesi
Suriye

Yıkılmış bir ülkede hangi siyasi çözüm?

Cumartesi 9 Ocak 2016

Suriye’de kanlı çatışmaların başlamasından bu yana dört buçuk yıl geçti. 18 aralıktaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında tüm dışişleri bakanları, bir ay içerisinde ateşkes anlaşmasının uygulanmasına karar verdi ve de çatışmalarda yer alan tüm taraflardan “sivillere karşı saldırılarını hemen durdurmaları” istendi.

ABD Dışişleri bakanı John Kerry, bu anlaşmanın “Suriye’de işlenen bütün cinayetlere son verilmesi için herkese açık bir mesaj “ olduğunu belirtti. Bundan daha iğrenç olmak mümkün mü!

ABD, Suriye ve Irak’ta iç savaşı kışkırttı ve şimdi Suriye’deki kargaşaya son vermek istiyor. Hatırlatmakta yarar var: 2011’de Beşer Esad rejimine karşı başlatılan toplumsal ve siyasi hareket, iç savaşa dönüştüğünde emperyalist güçler, Esad rejiminin sarsılmasından memnundu. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gibi yerel müttefiklerinin, IŞİD, Suriye El Kaide temsilcisi El Nusra gibi cihatçı silahlı örgütlerin mali ve silah desteğiyle, Esad rejimini sıkıştırıp devirmeleri için yaptıkları çabalara göz yumdular.

Bu farklı silahlı çeteler ile Esad rejimi arasındaki çatışmalar, sonuçta tüm bölgeyi istikrarsızlığa sürükledi. Ek olarak bölgede, bir tarafta Suudi Arabistan ile Katar ve onların karşısında İran ile yerel çıkarlar nedeniyle var olan sürtüşmeler ekenlince durum daha da çetrefilleşti.

Bölgeyi kendi çıkarları temellerinde nasıl istikrara kavuşturabilirler? Hangi yerel güçlere dayanabilirler? İşte emperyalist güçlerin sorunu bu.

ABD, 2003’te Irak’a yaptığı müdahale sonucu düştüğü bataklığa bir daha düşmek istemediği için direk müdahale etmek istemiyor. Diğer yandan Rusya ve Fransa, isteseler de direk müdahale olanakları yok. Bölgede IŞİD’e karşı gerçekten mücadele edebilecek güç; İran’ın desteklediği Esad güçleri ve de Doğu’daki Kürt milisler. Suriye muhalefeti, kendi arasında bölünmüş; rakip ve düşman milislerden oluşuyor.

Batılı yöneticiler, önce Esad rejimini istikrarsızlığa sürüklemek için bütün güçleri kullandılar ve bir kargaşa yarattılar. Şimdi, en iyi çözümün Esad rejiminin devamı için güçlendirmesini görüyorlar.

Bunun anlamı; 4 yıl süren iç savaş, 300 bin kişinin ölümü ve yıkımlar ve de çekilen sayısız acılar, boşuna oldu demek. Batılı güçler, şimdi yıkmak istedikleri rejimi kullanmak istiyor, çünkü Şam’a denetleyemeyecekleri bir İslamcı rejimin yerleşme tehlikesi var. Aslında onlar için en iyi çözüm; Esad’ın gitmesi ama rejimin kalması.

Esad’a bunu nasıl dayatacaklar? Batılı yöneticiler, bu sorunu çözmek için Rusya’ya baş vurdu. Bir de şu var; bu çözümü farklı cihatçı gruplara ve Türkiye ile Suudi Arabistan gibi yerel güçlere kabul ettirmek o kadar da kolay görülmüyor.

İşte bu nedenden dolayı, Birleşmiş Milletler’de alınan bu kararın, 2016 yılı başında “siyasi geçiş dönemi için bir süreç” olarak kabul edilip “6 ay içerisinde bir geçici hükümet oluşturup”, 8 ay içerisinde seçime gidilmesi, bir hayalden ibaret olabilir.

Bunlardan geriye kalan şey ise “Suriye halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesi” nutukları, lafltan ötesine geçmez. Suriye’deki kitlelerin geleceği ne Hollande, ne Obama, ne Putin ne Esad ve diğerlerinin hiç de umurunda değil. LO (25.12.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 211 - 1 Ocak 2016  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?