Sinif Mucadelesi
Ardı ardına borsa çöküşleri:

Krizin yeni yansımaları

Salı 8 Eylül 2015

24 ağustos, dünya borsaları için yaşanan yeni bir düşüşle, kara pazartesi, günü oldu. Şangay borsası ardından Shenzhen, Tokyo ve de Avrupa borsalarında da çöküşler yaşandı. Artık iktisatçılar da “borsa çöküşü” deyimini kullanmaktan çekinmiyor.

Şangay borsasında, hazirandan bu yana %37’den fazla düşüş oldu. Çin hükumeti bir sürü çabalarına, örneğin iki Çin bankasına 117 milyar dolar aktarmasına rağmen, borsa çöküşünü bir türlü engelleyemedi. 24 ağustos tarihli Le Monde gazetesi; “yatırımcıların yaşadığı panik, yersiz” diye başlık atmasına rağmen borsada spekülasyon yapanların, paralarını çekmeye devam etmesi durmadı.

Mantıksız ve koyun sürüsü gibi davranma, finans spekülatörlerinin tutumlarının bir özelliği. Şangay borsası geçen sene de aynı mantıkla, hiçbir ciddi gerekçe olmadan %150’lik bir artış yaşadı ve başka bölgelerden akan veya buharlaşan paraları çekmişti.

Spekülatörleri, paralarını borsadan çekmeye iten nedir? Bunun gerçek nedenini kimse söyleyebilecek konumda değil. Çin borsalarına önceden akın eden para ve spekülasyon amaçlı işlemler, bu ülkenin ekonomik büyüme varsayımları temelinde oluyordu. Çin ekonomisi birkaç aydan beri durgunluk yaşıyor. Çin hükumeti, bu soruna çare bulmak amacıyla, ihracatı artırmakta etkili olarak bilinen parasal yöntem olan devalüasyona, yani parasının değerini düşürme yolunu başvurmuştu.

Çin ihracatındaki durgunluk, dünya ekonomisindeki genel bir durgunluktan mı kaynaklanıyor, yoksa durgunluğun da ötesinde bir gerileme mi yaşanıyor?

Bazı yorumcular, ham madde fiyatlarında, özellikle de petrol, maden, kömür fiyatındaki düşüşün, üretimdeki gerilemeyi yansıttığını belirtiyor. Ama tüm ham maddeler, tıpkı ticaret alanına giren tüm ürünler veya ticaret için kullanılabilecek her şey, spekülasyon aracına dönüşebilir. Bir ürünün fiyatlarının birkaç ay içerisinde iki katına çıkması gerçek ekonomi ile olan bağlarını yansıtıyor olmasa gerek.

Spekülasyon gerçek ekonomiye bağlı olmasa da, tamamen de kopuk değil. Spekülasyon, üretilen gerçek toplumsal zenginliğe kapitalistler tarafından el konulmasıdır. Ama üretilen zenginlik, insan emeğinin ürünü. Üstelik 2008 yılında olduğu gibi devlet yöneticileri, devlet kasalarından aldıkları büyük miktarlardaki parayla spekülasyon sonucu iflas etmiş büyük sermaye çevrelerini kurtardıklarında, bunu kitlelerin, yani her şeyden önce emekçi kitlelerinin paralarıyla yapıyor.

Biriken sermaye miktarlarının, giderek çok daha büyük oranlarda spekülasyona gidip gerçek yatırım alanlarını terk etmesi, günümüze damgasını vuran bir durum. Kapitalistler, büyük kazanç elde etmek için artık kendi ekonomilerine güvenmiyor. Pazar kapasitesinin, yani satın alma gücünün artmadığını görüyorlar.

Bu durum, 2008 krizinden sonra daha da büyüdü, çünkü alınan bütün önlemler yani kemer sıkma siyasetleri, kitleleri daha da yoksullaştırdı. Ama diğer yandan kapitalistlerin kârı azalmadığı gibi giderek daha da arttı ve emekçileri daha da fazla sömürerek, hayat seviyelerini düşürdüler.

2013 yılında, dünyadaki en büyük 500 şirketin kârı 2 trilyon dolara tırmandı. Kapitalistler bu devasa miktarlardaki kârı, bütün emekçi kitlelerine ve yoksullara karşı yürüttükleri savaş sonucu elde edip çılgın spekülasyonlarda kullanıyor. Aynı şekilde 2008 krizinden bu yana devletlerin bankalara aktardığı trilyonlar, spekülasyona gidip her an patlayabilecek ekonomik balonlar ve borsa çöküşlerini oluşturuyor.

Devletler bu defa da yeterli parayı bulup ekonominin uçuruma sürüklenmesini engelleyebilecek mi? Yoksa bu son borsa çöküşü, “uzmanların” son dönemde moda haline getirdikleri bir deyim olan “ekonomik sistemi” çökertecek mi? Bunu kimse bilemez. Tek bildiğimiz bir şey var, o da devletlerin, borsaların çöküşünü engellemek için kullandıkları milyarlar emekçilerin cebinden çıkacak. Tıpkı önceki dönemlerde kapitalistlerin spekülasyonlar yoluyla biriktirdikleri servetler gibi.

Kapitalist düzen insanlığı felaketlere, geriye ve çöküşlere götürüyor. Bu düzeni bir an önce yerle bir etmeliyiz. LO (8.08.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 207 - 4 Eylül 2015  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?