Sinif Mucadelesi

Soma davası yalanlarla başladı

Perşembe 14 Mayıs 2015

Soma duruşması başladı. Türkiye işçi sınıfının yaşadığı en korkunç katliamlardan birinin davası; yalanlar, peşkeş çekmeler ve patron yalakacılığının en saf örnekleriyle yürütüldü.

Soma Holdingin patronu Alp Gürkan hiçbir oturumda yoktu. Onun “temsilcisi” olan oğlu Can Gürkan ve müdürleri, işçi ailelerinin ısrarlı talepleri sonucunda, ikinci duruşmaya getirildi. Yetkililer ve polis, suç­luları korumak için o kadar çaba gösterdi ki, işçi aileleri isyan ettiler: “Katilleri korumak için gösterdiğiniz bu çabayı, işçi­leri korumak için neden gös­termediniz!”

Kağıt üstünde en yet­kili görünen Alp Gürken, hiç olmazsa birazcık utanacağına, en çok babasıyla kendisinin mağdur olduğunu söyleyebi­lecek kadar yüzsüz!

Aynı yalanlar etrafında toplanmaya çalışan avukatları ve mühendisleri, oturumlar boyunca firmayı aklamaya çalışsalar da inceleme raporları nedeniyle apaçık gerçekleri saklayamadılar. Ortak yalan ise tüm suçun, katli­amda ölen iş güvenliği uzmanı Mehmet Efe’de olması. Elbette, hayatta olmayan birini suçlamak en kolayı ve en acizcesi. Tıpkı diğer tüm sözde “iş kazası” mahkemelerinde olduğu gibi ya çalışan ya sorumlu idareciler ama mutlaka ölmüş olanlar suçlandı.

Mahkemeden dökülen bilgiler, Soma’da iş kazası değil, kâr uğruna, patronun işçileri kat­lettiğini gösteriyor. Patlama bir­denbire olmadı, haftalar önce­sinden adım adım, kendini duyu­rarak geldi.

Örneğin madende, 50 birimin üzerinde sıcaklık artışı olduğunda çalışmanın devam etmesi suç. Oysa Soma’da sıcaklık değerinin 130 birime kadar arttığı tespit edilmiş. Buna rağmen çalışma durdurulmamış. Hiçbir iş güvenliği sorumlusu, patron baskısı olmadan, işten atılma tehdidi olmadan, bu koşullarda işi devam ettirmez. Tüm suç üzerine atılan Mehmet Efe ücretini aldığı patrona nasıl karşı gelsin? Patrona rağmen eğer üretimi durdursaydı, bir daha hiçbir madende hatta hiçbir yerde işe alınmazdı.

Tüm uyarılara rağmen, aşırı üretim denen kâr hırsı nedeniyle, değerlerin artmasının önünde diz çökmedi. Somalı maden işçileri bile bile, ölümüne çalıştırıldılar. Somalı tekniker ve mühendisler, sıcaklık değerlerinin artmasının dinamit patlamasından kaynaklı olduğunu söyleyip, bu nedenle göz ardı ettiklerini de itiraf ediyorlar. Dinamit patlama­larının tutulduğu defter, Somalı işçilerin avukatlarının taleplerine rağmen hala mahkemeye geti­rilmedi. Eğer gerçekten değerlerin artması dinamit pat­lamalarından kaynaklı ise neden dinamit patlamalarıyla ilgili kayıtlar saklanıyor?

Şimdilik ara verilen duruşmaların başlaması bile bir yılı buldu. Bu süre içinde katliam sorumlularının, sorumluluktan kurtulmak için ceza evinde ortak bir plan yaptıkları görülüyor. Zaten adalet sistemi, patronların çıkarları veya patronlar düzenine dokunan bir durum söz konusu olduğunda, çok kısa sürede ve çok sert şekilde mahkemelerden kararlar çıkarıyor. İşçilerin hak­ları söz konusu olduğunda akla gelen, gelmeyen her tür engel çıkarılıyor.

Üstelik, devletin mülki­yetinde ve denetiminde olan madeni denetleyen ve çalışmasına onay veren resmi görevlilerin yargılanmasına hükumetten izin çıkmadı. Kendi çalışanını suçlayan Soma patronu, resmi görevli­leri suçlamıyor. Çünkü bu sis­temi, göstermelik denetim ve onay sistemini, hükumete dayatan kamu çalışanlarına uygulatan kendileri. Kamu çalışanlarını, siyasiler aracılığıyla, istedikleri gibi baskı altına alıp yönlendi­rilmelerini sağlayan bugünkü düzenin yıpranmasını ve değiş­mesini istemiyorlar.

Soma’da, Ermenek’te, Torunlar İnşaat’ta, daha önce Davutpaşa’da, Tersanelerde ve başka yerlerde olduğu gibi eğer işçilerin ve işçi ailelerinin ısrarlı çabaları olmasa, mahkemeler, suçu ölenlerin üzerine atıp pat­ronları temize çıkarmak için gerçeklerin üstünü örtmekten öteye gitmeyecek. (01.05.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 203 - 2 Mayıs 2015  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?