Sinif Mucadelesi

Siyasetçiler kavga ediyor; çünkü onları söyleten, kavga ettiren durumlar var!

Çarşamba 8 Nisan 2015

Önceki yıl %4.2 büyüyen ekonominin, geçtiğimiz yıl %2.9 büyüdüğü açıklandı. Bu yıl, ne yazık ki resmi rakamlar kadar hassas ölçülemese de, %1 ile 3 civarında büyüme bekleniyor! Uzmanlar, nüfus artışı nedeniyle, %4’ün altındaki büyümenin aslında “küçülme” olduğunu söylüyor. İşçiler, emekliler, köylüler yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşama gerilerken, patronlar da, kâr rekorları kıramıyor.

Ekonomideki bu durumun siyasete yansıması, iktidar partisi içindeki, birbirlerinin kirli çamaşırlarını dökecek kadar şiddetli kavgadır. “Paralel” tasfiyesinin, en alt düzeydeki memurları bile işinden edecek şekilde acımasızca yapılmasının nedeni de aynı.

Türkiye ekonomisinin, kağıt üstünde de olsa, temel olarak burjuvazinin çıkarına da olsa, büyüme rekorları kırdığı günler geride kaldı. Hem dünya ekonomik krizi, hem bölgemizdeki kriz, hem de Türkiye ekonominin kendi yapısından, zayıflıklarından kaynaklanan nedenlerle yolun sonuna yaklaşıldı. İşçi sınıfının çoğunluğu, biraz pahalılık ve işsizlik biçiminde hissetmeye başladı ama patronlar, durumu çok daha net görüyor.

En zayıfları batacak, büyükler onların işlerini, pazarlarını yutarak daha da büyüyecek. Kapitalist krizin kaçınılmaz işleyişi, bu şekilde. Patronlar, batanlar arasında olmamak için devletin olanaklarının, kendileri yararına kullanılması amacıyla siyasileri sıkıştırıyor. Bu da siyasetçiler arasında kavgalara neden oluyor.

AKP’yi destekleyen ve kendini “islamcı” olarak tanıtan burjuvazi, tüm AKP iktidarları döneminde, açıkça devlet olanaklarıyla; hükumet eliyle dağıtılan ihaleler, özelleştirmeler, teşvikler ile büyüdü, palazlandı. En büyük holdigten en küçük taşerona kadar, aynı durum var. Devlet ihaleleri devam etmezse çoğunluğunun ayakta kalması zor.

Bu nedenle yeni hükumete kendi adamlarını yerleştirme, kendi adaylarını seçtirme telaşındalar. AKP milletvekili sayısını arttırdığı dönemde, kavgaya gerek yoktu. Ancak AKP iktidar olsa bile küçüleceği belli, yer daraldı.

Bu durumu en iyi anlayan Erdoğan, patronlar için başka bir çözüm yolu gösteriyor. Bir yandan başkanlık sistemi patronları ile milletvekilleriyle uğraşma derdinden kurtarmayı öneriyor. Diğer yandan, siyasiler seçim telaşındayken ülke ülke gezip bir yandan iş anlaşmaları yapıyor diğer yandan “Kanalistanbul” benzeri çok büyük inşaat işi vaatleri veriyor. Yani cumhurbaşkanı, ustalık tecrübesiyle işi dolandırmadan, siyasi laf ebeliği yapmadan, doğrudan patronlar için çalışıyor!

Erdoğan, patronların krizi kârlı atlatmaları için uğraşıyor, hükumet baskı yasalarını meclisten geçirdi, devalüasyon, enflasyon ve faizle oynayarak kemer sıkma kararlarını uygulamaya hazır. Patronlar, en küçük sorunda işçi çıkarıp kârlarına bakıyorlar zaten. Bir tek işçiler, üstelik de ekonomik krizin en çok vuracağı işçiler, hiçbir hazırlık yapmıyor.

Yunan işçilerinin yaşadıkları, Ortadoğu’da, Mısır’da yaşananlar bize örnek olmalı. Bugüne kadar, yetkili ve etkili herkes, patronlar dahil, her şeyin iyiye gittiğini, aynen devam etmek gerektiğini söyledi. İstediklerini, rahatça yaptılar. O halde bugünkü ve önümüzdeki krizin sorumlusu da aynıları, bedelini de onlar ödemeli. Patronların düzeni için çok ağır bedeller ödemek istemiyorsak, mücadeleye hazırlanmalıyız. (02.04.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 202 - 3 Nisan 2015  Site yaşamını izle Başyazı   ?