Sinif Mucadelesi

Çözüm uzlaşısında çok şey var, emekçiler yok!

Çarşamba 11 Mart 2015

Geçtiğimiz hafta AKP ve HDP’nin, gündemdeki iç güvenlik paketi nedeniyle de karşılıklı eleştirel konuşmalarıyla geçerken, hafta sonu Öcalan ile hükumetin uzlaştığı on madde açıklandı:

1- Demokratik siyaset; tanımı ve içeriği
2- Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması
3- Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri
4- Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına dönük başlıklar
5- Çözüm sürecinin sosyo-ekonomik boyutları
6- Çözüm sürecinin yol açacağı yeni güvenlik yapısı
7- Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri
8- Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik ve eşit mekanizmaların güvenceleri
9- Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması
10- Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa.

Bu açıklamanın yapıldığı günün ertesinde de özellikle hükumet tarafından, HDP yöneticilerine yönelik olarak aşağılamaya varan suçlamalar devam ediyor. Özellikle Demirtaş, son günlerde tartışmaların açık yapılmasına vurgu yaptığı ve hükumete karşı güvensizlik belirttiği için hükumet çevrelerinin hedefinde.

İki yıl önce Öcalan, silahlı mücadele döneminin sona erip siyasi mücadeleye döneminin başladığını açıklamıştı. HDP yöneticileri, ilk talepleri olan hasta mahkumların serbest bırakılmadığını, anlaşma sağlanan diğer konularda hiçbir ilerleme olmadığını tekrarlayıp durdular. Buna rağmen PKK tarafı, daha ileri bir adım için ortamın uygun olduğuna ikna oldu.

Türk devletinin yöneticileri ve Türk burjuvazisi, hakim olduğu sınırlar içerisinde sömürü ve talan olanağını hiç kimseyle paylaşmamak için kuruluşundan bu yana, Kürt halkına karşı savaş ve yok etme siyaseti uyguladı. Kürt kitlelerin haklı isyanını, mahrum edildiği haklarını talep için mücadelesinin sorumlusu bu siyaseti benimseyen burjuvazi ve uygulayan siyasi ve askeri yöneticilerdir.

Savaş siyaseti, uzun yıllar burjuvazi ve politikacıları için kazançlıydı. Bir süredir, barış siyaseti daha kazançlı olduğu için bu yola döndü. Enerji bakanından, gazetelere kadar, savaştan ne kadar zarar edildiğinden, barıştan ne kadar para kazanılacağından söz edilmesi bundan.

Onlar için barış, dillerinden düşürmedikleri gibi “çocuklar ölmesin, analar ağlamasın” değil, Kürt veya Türk patronlar için Kürt emekçileri sömürme, Kürt halkının topraklarının zenginliğini rahatça talan etme olanağına kavuşmaktır. Bizim asıl savaşımız, sınıf savaşı ve sömürü düzenin kendisine karşı olduğu için bu söylenenler yeterli değil.

Geçmişte ayrı bir devlet kurma hedefiyle başlayan milliyetçi örgütlerin silahlı mücadeleleri, dünyadaki diğer örneklerinde de olduğu gibi artık, pazarlık masasına daha güçlü oturmanın bir aracı. HDP yöneticilerinin de, Türkiye için gerekli dedikleri uzlaşı, aslında toplumun azınlığını oluşturan siyaset kurumuyla sınırlı.

Açıklanan uzlaşma metni, genel ve soyut başlıklardan oluşuyor. İki taraf, tüm bu başlıklardan aynı düzeni amaçlamıyor. Örneğin dördüncü madde olan “demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşması” nedir? AKP’nin demokratik siyaseti, iç güvenlik paketinden ve başkanlık hevesinden belli oluyor. HDP’de tam aksine, yerel meclisler eş başkanlık var. Ancak tüm bunların ötesinde, milyonlarca Türk, Kürt, Arap, Suriyeli işçi, köylü, tarım işçisi, madenlerde, inşaatlarda ölümüne çalışan emekçiler, değil demokratik siyaset, en alt düzeydeki yasal haklarından mahrum. Onlar, haklarını devletten nasıl alacak, hakların güvencesi nasıl kurumsallaşacak?

Uzlaşma başlıkları, bugünkü Kürt önderlerin milliyetçi talepleriyle doğrudan bağlantılı olsa da hiç biri, emekçilerin sorunlarıyla doğrudan ilgili değil.

Elbette şiddetin asıl sorumlusu olan devletin silahlarının susması bile önemli bir adım. Ancak, önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi devletin ve hükumetin, seçimden sonra yine silahlara sarılması da beklenmedik değil. (05.03.2015)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2015  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 201 - 6 Mart 2015  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?