Sinif Mucadelesi

“Yeni Türkiye” masalına karnımız tok!

Pazartesi 22 Eylül 2014

Koltukların yeniden paylaşılması sonrasında hükumet kuruldu. Eskisinden sadece dört kişi farklı olsa da, hükumetin “yeni” olduğu hatta Türkiye’de “yeni” bir dönemin başladığı söyleniyor. Önceden sadece Erdoğan’ı adım adım takip eden büyük kanallar ve gazetelerin işi zorlaştı, şimdi bir de yeni başbakanın reklamını da yapmak zorundalar.

Gerçi AKP hükumetlerinin icraatlarından memnun oldukları için bunda gönüllüler ama ikisi arasındaki dengeyi kaçırmamaları gerek. Üstelik, çıkar ve güç dengeleri her gün değişiyor. Örneğin eskiden Erdoğan’ın yönlendirdiği ve tüm patronlar için rant dağıtma merkezine dönüşen TOKİ’nin başında artık yeni başbakan var!

Büyük patronlar, tek ata oynamaz. Her türden, boydan, partiden siyasetçi satın alacak, her yere adam yerleştirecek kadar, işçilerinin sırtından para kazanıyorlar. Zaten sadece hükumet değil, düzenin çarkları patronlar için dönüyor. Hükumet değişmiş, başbakan, cumhurbaşkanı değişmiş ne kadar etkiler? Fabrikalarda, inşaatlarda, madenlerde, iş yerlerinde üretim durmadıktan, işçiler daha fazla ücret ve hak istemedikten sonra.

Her zaman, her yaptığına “yeni” diyen AKP hükumetleri, patronlar için yaptıklarında hiç de yeni değil. Grev yasaklamada, özelleştirmede, işçi haklarını kısıtlamada, kendisi gibi düşünmeyeni düşmen ilan etmede hiç “yeni” değiller.

Yeni başbakan da işte bu geleneğin mirasçısı ve devamcısı olduğunu söylüyor. Devletin 1 trilyonunu zimmetine geçiren Erbakan’ın, 12 Eylül darbecilerinin has bakanı olan, madencilerin deyimiyle “Çankaya’nın şişmanı, işçi düşmanı” Özal’ın adı dillerinde. Hem de sanki bir iyi bir şeymiş gibi övünerek!

Bir de sürekli olarak “istikrar” ve “güçlü hükumet” vurgusu yapılıyor. Evet, 2009’da ekonomik büyüme Türkiye tarihinin dibini görmüş olsa da, kriz ve iç savaştaki ülkelere kıyasla ekonomik çöküş yok ama asıl istikrar, işçi sömürüsünde hatta sömürü oranının artışında istikrar var. Kârdaki artış, çalışan sayısındaki artışın kat kat üstünde.

Kâr için hiçbir kanun ve kuralı tanımayan, devletin küçülmesinden, devlet harcamalarının azalmasından bahseden patronlar, güçlü hükumetten çok memnunlar. Çünkü tüm yetkiyi; silahlı, ekonomik, hukuki ve sosyal gücü elinde toplayan hükumet, bu gücünü tek elden patronların tam hizmetine kullanıyor. Bir patron, bir kâr kokusu aldıysa, onu durduracak bir engel bırakılmıyor. Polisse polis, mahkemeyse mahkeme, hakkını arayan hükumetin gücünü hemen hissediyor.

Erdoğan, uzun yıllar patronlara çok iyi hizmet verdi; istedikleri işleri yapmaları için istedikleri tüm ayarlamaları yaptı. Kitleleri de kendi hükumetlerine destek verecek şekilde yönlendirdi. Tüm bu emeklerinin karşılığı olarak, bir üst makama terfi aldı. Yerine de 2003’te başdanışmanı, ardından milletvekili, 2011’de bakanı yaptığı, evinde kitaplarını okşamakla övünen en sadık takipçisini getirdi.

Davutoğlu hiç de yeni biri değil. Kıbrıs sorununu “çözmekle” işe başladı, Ermenistan, Suriye, Filistin sorunlarıyla devam etti. Başarılarını yaşayarak biliyoruz! Onun asıl başarısı, kendi hayal alemini gerçek zannetmesi olsa gerek. (03.09.2014)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 195 - 4 Eylül 2014  Site yaşamını izle Başyazı   ?