Sinif Mucadelesi

Yasalar yenilense de çekilen acılar eski

Cuma 20 Haziran 2014

İş sağlığı ve güvenliği kanunu çıkalı 2 yıl oldu. Bu yasa ile işçi ölümlerinin sona ereceği söylen­mişti ancak tersine, işçi öldürmeyi azmettirdi.

Resmi rakamlara göre 2012 yılında 878 işçi ölürken geçen yıl 1.235 işçi, bu yılın ilk dört ayında 396 işçi (Soma katliamında ölen işçiler hariç), sadece nisanda 115 işçi öldü. Her 75 günde bir “Soma” yaşanıyor. İş kazası denen işçi cinayetlerinin tuhaf yanı %98’inin öngörülebilir ve önlenebilir olması. En çok can kaybı ise, “ekonominin temel taşı” denilen inşaat sektöründe, ardından maden ve tersane iş kolları geliyor.

Geçen iki yıl gösterdi ki, yasa, işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek için değil, kaza yaşandığında patronu zan altında bırakmamak için hazırlanmış. Kimi yerde 1 saat, kimi yerde 2 saat süren “parmağını prize sokma” gibi işçileri aşağılayan eğitimlerle, suçlu, aldığı eğitimi uygulamayan işçi oluyor. Yasa gereği güya zorunlu denetimler, Soma’da kurtulan işçilerin anlattığı gibi yapılıyor. Bu denetim raporları, kaza olduğunda, utanmadan belge niyetine kullanılıyor, “bakın denetimi yapmışız” deniyor. Biri de çıkıp işçiye “alındı mı tedbirler?” diye sormuyor.

Zaten denetimcilerin ücretini de patron ödüyor. Patron gidip bir iş güvenliği kurumuyla anlaşıyor, “bana çok pahalıya mal etmeyin” diyor, onlar da öyle yapıyor.

Sadece sendikalı iş yerle­rinde var olan “iş sağlığı ve güvenliği kurulları” da güya işçiye söz hakkı veriyor ama 8 kişilik kurulda 1 işçi temsilcisi olunca karar hakkı yine patronda kalıyor. Tabii o da patron, işçi temsilcisini kurula alırsa. Eğer almazsa, yasa gereği cezası büyük! Tam 200 lira!

Yasanın daha önce “İşçi sağlığı ve iş güvenliği” olan ismi “İş sağlığı ve güvenliği” olarak değişmesi bile her şeyi özetler durumda: İşçiyi boş ver, işten ne haber?

Soma faciasından sonra iş güvenliği gündeme gelmişti ama hükumet, hemen taşeron yasasını öne çıkardı. Taşeron yasası ile taşeronlar kaldırılmayacağı gibi tıpkı iş güvenliğinde olduğu gibi patronları kısıtlayan, işçi lehine maddeler kaldırılacak. Kıdem tazminatı ise ise özel sigortaya dönüştürülüp adeta yok edilecek. Hükumet, Soma acısını bahane edip “iyileştirme”diyerek işçilerin haklarını daha da kısıtlıyor. Yasa o kadar kötü ki, işçilerin karar süre­cine dahil olmadığı sendikalar bile itiraz etti.

İş yerinde iş güvenliğini, işin nasıl örgütlenmesi gerektiğini sorunlarını en iyi bilen bizleriz, öyleyse yetki ve karar bizde olmalı. Patronlar bizim can güvenliğimizi maliyetten görüyor ve onların işi, maliyeti düşürmek böylece daha çok kâr etmek. Yetki ve kararı elimize alana dek mücadele etmeli ve can güvenliğimizi patronlarımıza dayatmalıyız! (01.06.14)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 192 - 6 Haziran 2014  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?