Sinif Mucadelesi

Beşer Esat Paris’e gidecek mi? Küçük diplomasi oyunları

Pazartesi 7 Temmuz 2008

Sarkozy’nin çok önem verdiği Akdeniz Birliği projesinin tanıtımı için Suriye Başkanı Beşer Esad’ın 13 Temmuz’da Paris’te olması bekleniyor. Hatta 14 Temmuz kutlamalarında, şeref türbininde Sarkozy’nin yanında yer alması söz konusu. Bu haber, özellikle Suriye karşıtı Lübnan yöneticilerinin ve aynı zamanda Fransız Komünist Partisi’nin protestolarına yol açtı.

Suriye Başkanı bir diktatör ve ülkesinde muhalif olmak hiç iyi bir durum değil. Ancak böyle protestolar iki yüzlü olmasa daha inandırıcı olabilir. Fransız işadamları için çok önemli olan bazı Afrika ülkelerinin diktatörlerinin ziyaretlerinde protestolar olmuyor. Üstelik, Esad’ın Paris’e gelmesi, Irak savaşından sorumlu olan Bush’un veya Filistin halkını ezen Olmert’in ziyaretlerinden daha çirkin değil.

ABD, Washington ve Paris’in Suriye Başkanını, tıpkı İran yöneticileri gibi katledilmesi gerekenler listesinde tutmasına rağmen Sarkozy’nin bu girişimini protesto etmedi. Görünen odur ki, Suriye Başkanına yapılan bu davet, Suriye’yi İran’dan uzaklaştırmak için yapılan bir plan ve pazarlık çerçevesinde oluyor.

İşte bu nedenle son zamanlarda Olmert Hükümeti, Suriye’ye 1967’de işgal edilen Golan tepelerini iade etme karşılığı olarak barış anlaşması için girişimlerde bulundu. Aynı şekilde, Lübnan’da farklı güçler arasında uzlaşmaya varılamadığı için altı ay cumhurbaşkanı seçilememesinin ardından şimdi bazı Arap ülkelerinin ve Suriye Hükümetinin girişimleri sonucu yeni bir cumhurbaşkanı seçildi.

Aslında Fransız yöneticileri dahil Batılı ve ABD yöneticileri de, Suriye rejimini ne derece kendilerine katacaklarını sınıyorlar. Bunda şaşıracak bir durum yok, çünkü aslında Şam yöneticilerinin tavrında bir değişiklik yok. Yılardan beri Suriye’yi teşhir eden Batılı yöneticiler.
Lübnan’a gelince, ülkedeki iç savaşa müdahale amacıyla 1976’da harekete geçen Suriye, emperyalist güçlerin onayıyla bunu yaptı. Ve bu emperyalist güçler, Suriye ordusunun farklı düşman güçler arasında denge sağlayıp ülkenin düzenini sağlamasından memnundular. 2005 yılında Suriye ordusunun Lübnan’dan çekilmesine gelince, bunu yine emperyalist güçler ve Lübnan’daki müttefikleri istedi. Nedeni ise, ABD’nin Ortadoğu’yu Irak’tan başlamak üzere kendi çıkarları açısından yeniden düzenlemek istemesiydi.

Bugün ABD’nin Irak’taki başarısızlığından ve Bush yönetiminin sonuna yaklaşıldığından dolayı hedeflerde bir gerileme görülüyor. Lübnan’da, İsrail’in Hizbullah’a karşı yaptığı savaşın başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle İsrail, siyasetini gözden geçirip hem Hizbullah hem de onun koruyucusu olan Suriye ile anlaşma zorunluluğunu hissediyor. İşte son zamanlarda Ortadoğu’da devre dışı bırakılan Fransız emperyalizmi, bu ortamda yeniden inisiyatif almaya çalışıyor. Sarkozy, fırsatı değerlendirerek bu ortamda ABD’nin yapamadığı girişimleri yapmaya çalışıyor.

Esas sorun, bu diplomatik oyunların bölge halkları için bir iyileşme getirip getirmeyeceği. Maalesef bu girişimler, sıcak çatışmaların durduğu iki dönem arasındaki zaman olarak kalmaya mahkumdur. Çünkü hem ABD hem de müttefiki İsrail, Fransa ve diğer Avrupa devletlerinin desteği ile bölgede saldırgan bir siyaset izliyor.

Suriye’yenin Lübnan üzerinde etkisinin olması doğal. Çünkü Suriye ve Lübnan’ın bölünmesi, Fransa’nın sömürgeci olduğu dönemde yapılmıştı. Suriye rejiminin demokratik olmaması, Lübnan halkının bir kısmını yönetimden uzaklaştırmaya ve Suriye rejiminden daha iyi olmayan başka koruyucular bulmaya itebilir. İşte bu ortamda Lübnan’daki farklı dini temellere dayanan çıkar çevreleri, İsrail, Suriye ve genel olarak Arap ülkeleri nezninde koruyucu bulma girişiminde bulunabilirler.

Bu güçler de, bu fırsatı kullanıp farklı çıkar çevrelerini birbirlerine karşı kullanarak yeniden sıcak çatışmayı gündeme getirebilir. Emperyalist yöneticiler bunu çok iyi biliyorlar ve arada bir bölgedeki varlıklarını sürdürebilmek için, tröstlerinin çıkarlarını savunmak için manevra olarak kullanıyorlar.

Aslında sorun Esad’ın Paris’e gidip gitmemesi değil. Esas sorun, Fransız emperyalizmi ve suç ortaklarının Ortadoğu’da direkt ve dolaylı müdahale-lerinden vazgeçmeleridir. Ama böyle bir şey onlardan beklenemez. LO (27.06.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 121 - 1 Temmuz 2008  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?